İktidar partisi referanduma tüm gücüyle asılıyor.. Yeni sisteme
geçmek için oy istiyor..
Mikrofonu eline alan şöyle bir yöntem izliyor..
Önce Türkiye’yi 15 yılda nereden nereye getirdiklerini
anlatıyor..
Türkiye’ye çağ atlattıklarını söylüyor..
Yolları, barajları, havaalanlarını, köprüleri, tünelleri,
üniversiteleri, derslikleri iktidarın yaptıklarını peş peşe
sıralıyor..
Övünme bölümü tamamlanıyor..
Sıra kötüleme kısmına geliyor..
***
Bugünkü sistemi yerden yere vurmaya başlıyorlar..
(Tabii kimse bunca işi bugünkü sistemle yapmadınız mı diye
sormuyor.. Neyse, bu ayrı konu..)
Sistemin adeta pranga olduğunu.. İktidarlara iş yaptırmadığını..
Bürokratik vesayeti getirdiğini.. Çift başlılığın sürekli kriz
yarattığını iddia ediyorlar..
Parlamenter sistemi kötüledikçe kötülüyorlar..
***
Bu sistemden kurtulmaktan başka çare olmadığını.. Meclis’in
hükümete ram olduğunu.. Vekillerin parmak kaldırıp indirmekten
başka bir şey yapamadığını, sistemin izin vermediğini
anlatıyorlar..
Öyle bir manzara çiziyorlar ki..
Zannedersin ki, durum içler acısı..
Zannedersin ki, Türkiye battı..
Zannedersin ki, Türkiye’nin bu sistemle bir gün daha idare edilmesi
mümkün değil..
Zannedersin ki, öldük bittik..
O derece!..
Referan- dumdan evet çıksın diye tüm kartları oynuyorlar.. Tüm
barutları harcıyorlar..
***
Sorum şu sandıktan hayır çıkarsa ne olacak?
Parlamenter sistem aynen kalacak..
Cumhurbaşkanı aynı Cumhurbaşkanı..
Başbakan aynı Başbakan..
Kabine aynı kabine..
Meclis aynı Meclis..
Bürokrasi aynı bürokrasi..
Herkes yerli yerinde kalacak..
Yerden yere vurdukları, Türkiye bu şekilde yönetilemez dedikleri,
kriz ürettiğini iddia edikleri sistem aynen kalacak..
Ülkeyi nasıl yönetecekler?
***
Diyelim ki sandıktan evet çıktı..