CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, İran'a "Suriye'de, Yemen'de arabuluculuk yapmayı" önerdi.
"Irak bizim için kan ağladığımız bir yer. Şu ana kadar orada 100 bini aşkın insan öldü. Tarih katledildi. Aynı şekilde Suriye'de 300 bin insan öldü. Beni burada ne Şia ilgilendirir, ne Sünni ilgilendirir. Beni Müslüman ilgilendirir. İnsan yaradılmışların en şereflisidir" dedi.
Daha iki hafta önce, 26 Mart 2015 tarihinde, Fildişi Sahili Devlet Başkanı Vattara ile birlikte düzenlediği basın toplantısında şöyle söylemişti oysa:
"Yemen'de Husilerin yaptıkları sadece mezhepsel bir çatışmadır. Bu adeta Şia–Sünni çatışmaya dönüştü. Biz böyle bir şeye asla olumlu bakmayız. İran bölgeyi kendine domine etmenin gayreti içerisinde. Buna müsaade edilebilir mi? İran'ın yaptığı bizi rahatsız etmiştir. İran'ın bunu görmesi lazım. Irak'a bakın. Bir taraftan DEAŞ'la uğraşılıyor diğer bir taraftan İran'ın oraya gönderdiği Devrim Muhafızları'yla. İran'ın Yemen'den, Suriye'den ve Irak'tan artık oralarda hangi güçleri varsa onları çekmesi lazım. Bu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı göstermesi lazım."
12 günde ne değişti de, İran'ı bölgeden çekilmeye davet etmekten, birlikte arabuluculuk yapma aşamasına geldik?