MEMLEKETİN siyasal İslamcılarının yıllardır sergiledikleri marifetlere bakıyorum da "28 Şubatçılar ne kadar da naiflermiş" demekten kendimi alamıyorum.
Mesela hâkimlere, savcılara, yüksek yargı mensuplarına “brifing” vermeyi akıl ettiler ama aynı savcıları ve hâkimleri kullanarak Ergenekon-Balyoz gibi davalar icat etmeyi akıl edemediler.
Halbuki o tarihte böyle davaları kolayca açabilirler,
sevmedikleri herkesi tıpkı AKP–cemaat ortaklığının yaptığı gibi
yıllarca hapiste tutabilirlerdi.
Fethullah Gülen’e “terör örgütü” davası açtılar ama tek sanık Gülen
olduğu için herkes “Bu nasıl örgüt, tek kişilik örgüt mü olur”
dedi.
Halbuki bakın İslamcıların aynı kişiye, aynı suçlamayla açtırdığı
davada kaç tane “örgüt üyesi var.
Kafaları sadece “satın alınmayacak ürünler listesi” yapmaya
çalıştı, kayyum atayıp şirketlere el koymayı akıl bile
edemediler.
Ellerinin altında “vergi dairesi” bulunduğunu bile bilmiyorlardı.
Bakın İslamcılara, vergi dairesi meğerse ne kadar büyük bir
silahmış, anlayın.
Gece yarısı televizyon basıp yayın kesmeyi de akıl edemediler,
gazetelere, televizyonlara el koyup, gazetecileri sürükleyerek
dışarı atmayı da düşünemediler.
Yaptıkları tek şey beğenmedikleri haberleri, yorumları bir klasör
içinde toplayıp şikâyet etmek olabildi.
Dedim ya 28 Şubatçılar, siyasal İslamcıların yanında gerçekten çok
naif kaldılar.