BAŞBAKAN Yardımcısı Yalçın Akdoğan, TRT'de katıldığı bir programda HDP'nin barajı geçmesinin "birtakım sıkıntılar" doğuracağını söyledi.
"Yani bir siyasi partinin barajı geçmesinde sıkıntı olmaz ama
bir tarafta bir terör örgütü varsa, elinde silah olan adam varsa,
bunun vesayetinden kurtulamayan, onun uzantısı olan bir şekilde
onun amaçlarına hizmet eden bir siyasi anlayış varsa bunun normal
bir şeymiş gibi görülmesinin üreteceği başka sorunlar olur diye
düşünüyorum" dedi.
Akdoğan, HDP'nin İmralı'dan getirdiği Abdullah Öcalan'ın çözüm
süreci ile ilgili açıklaması Dolmabahçe'de okunurken, HDP heyeti
ile birlikteydi, önce bunu bir hatırlayalım.
Yani esasında Akdoğan'ın, HDP'nin bağımsız adaylarla seçime girip
Meclis'te temsil edilmesine, "barış süreci"nde Öcalan ile PKK
arasında haber getirip götürmesine bir itirazı yok.
Öyle olsaydı, o toplantıda da bulunmak, ortak fotoğraf karesine
girmek istemezdi.
Demek ki itirazı esasen, HDP'nin parti olarak seçime girip barajı
geçmesi ile ilgili.
Ve o rahatsızlığın nedeni de Beştepe Sarayı sakininin "başkanlık"
hesaplarının bu gelişme nedeniyle suya düşecek olması.
Çünkü akıllarında fikirlerinde sadece bu var: "Türk tipi başkanlık"
sistemi getirmek ve dizginlenemeyen hırsıyla Recep Tayyip
Erdoğan'ı, seçilmiş padişaha dönüştürmek! Onun için HDP'nin yüzde
10'luk seçim barajına takılmasını istiyor ki HDP'nin çok oy aldığı
bölgelerde ekstradan milletvekili çıkarabilsinler, Anayasa'yı kimse
ile konuşup uzlaşmak zorunda kalmadan değiştirebilsinler.
Milyonlarca kişinin TBMM'de temsil edilemeyecek olması umurlarında
değil.
Çünkü "milli irade" kavramından anladıkları tek şey kendi
iradelerini yerine getirecek bir Meclis çoğunluğuna sahip
olmak.