AKP ile MHP'nin üzerinde anlaşmak üzere oldukları anayasa metni,
adına Cumhurbaşkanlığı sistemi de deseler, benzerlerine otokratik
ülkelerde rastladığımız başkanlık sistemi öneriyor.
İlk günden beri AKP cenahından en çok duyduğumuz şey, konunun Recep
Tayyip Erdoğan’ın adının üzerinde tartışılmaması gerektiğiydi.
Ancak önerileri de ortaya koyuyor ki amaç, Türkiye’nin daha iyi yönetilmesine olanak verecek bir sistem aramak değil, Recep Tayyip Erdoğan’ın hedeflerine uygun bir elbise biçmek.
Bu öneri, bir Anayasa değişikliği haline geldiğinde, Recep Tayyip Erdoğan’ın “otomatikman” bu sistemin de başı olmasının başka bir izahı yok zaten.
Partisinin de başına geri dönecek Cumhurbaşkanı’nın seçeceği milletvekili adaylarıyla aynı seçime girmesi, başkan kim olursa olsun yasama organını o kişinin vesayeti altına sokar.
Bu ister Recep Tayyip Erdoğan olsun, ister Kemal Kılıçdaroğlu, ister Devlet Bahçeli.
İsimlerden bağımsız olarak bu sistem, otoriter bir yönetim yaratır, Meclis vasfını kaybedip tek adamın sözünden çıkamayacak duruma gelir.
Kuvvetler ayrılığı tamamen biter, bütün güç Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın da yarısını bizzat atayacak olan başkanın eline geçer.
Kimse kusura bakmasın, isimlerden bağımsız olarak söylüyorum ki bu sistem tek adam rejimi yaratır.
Ve bunu en çok düşünmesi gerekenler de bugün AKP’liler olmalı.
Hiçbir iktidar sonsuza kadar sürmez, bunu aklınızda tutun.
Recep Tayyip Erdoğan da sonsuza kadar başkan kalmayacak.
Onun için bugün Recep Tayyip Erdoğan için biçtiğiniz bu gömleğin, bir başkasının elinde sizler için de deli gömleğine dönüşebileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Gerçi bu sözlerimin bir kulağınızdan girip diğerinden çıkacağını biliyorum.
Daha önce Fetullahçılar için de böyle yazmıştım, “Bunlardan en çok çekinmesi gerekenler AKP’lilerdir” demiştim, o zaman dinlemediniz, bakın başınıza neler geldi.
Bari bu sefer sağduyunuzla hareket etmeye gayret edin!
BU HİÇ İYİ BİR ÖRNEK OLMADI
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, idam cezasını geri getirmek
konusunda kararlı görünüyor.
Dün de “İdam konusu milletin talebidir. Milletin talebini geri çevirmemiz mümkün değil. Demokrasi nedir? Milletin talebine saygı duymaktır” dedi.
Dünyanın başka yerlerinde de idam cezası olduğuna dikkat çekti ve Belarus örneğini gösterdi.
“Dünyada hâlâ idam vardır. Kimse birbirine ders vermeye çalışmasın. En son Belarus’a gittim, bir Avrupa ülkesi. Orası da başkanlıkla yönetilen bir ülkedir, halk bayağı memnunmuş. Bu sistem gayet iyi çalışıyor, suç oranları bizden gayet düşüktür” dedi.