KONYA'da maç öncesindeki saygı duruşu sırasında yaşananlara ilk kez tanıklık etmiyoruz.
Bizde adam gibi saygı duruşu yapılabildiğine bugüne kadar hiç
tanık olmadım.
Hiçbir şey olmasa bile birkaç münasebetsiz çıkar, o bir dakikalık
sessizliği bozar.
Onlar başlayınca geri kalanlar da rahat duramaz ıslıklar,
karşılıklı küfürleşmelerle "saygı duruşu" tamamlanır.
Bu hep böyle oluyor. Konya'daki son olay bu nedenle aslında sıradan
bir örnek.
Hatta Fanatik'te de yazdığım dönemlerde bu saygı duruşu işinin
maçlardan kaldırılmasını da bir not olarak yazmıştım.
Çünkü saygı duruşunu beceremiyoruz, böyle bir kültüre sahip değiliz
bari ölülerin ruhuna azap vermeyelim!
Zaten çocukluk yıllarımızın 10 Kasımlarındaki saygı duruşlarında da
böyle olurdu.
Birisi kıkırdar, bu bir hastalık gibi bütün sınıfa yayılır,
öğretmenin sinirli bakışları altında saygı duruşu tamamlanırdı.
Bunu nasıl açıklamak gerekir bilmiyorum.
Nasıl bir toplumsal ruh durumu buna neden oluyor?
Dünyadaki bütün kültürlerin, bütün dinlerin ortak noktası ölüye
saygı iken nasıl oluyor da bizim toplumumuz ölüleri arasında ayrım
yapmak konusunda bir rahatsızlık duymuyor?
Yeryüzünün en lanet toplumlarından birine dönüşmüş gibi
görünüyoruz.
Ortak sevincimiz olamıyor, bir acıyı ortaklaşa paylaşamıyoruz.