TBMM Başkanlığı'nın, MHP'nin boş oyları sayesinde AKP'ye verilmesinden sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "AKP'ye gönderilmiş bir kurtarıcı melek" olduğuna inanan çok sayıda insan var artık.
Ben böyle düşünmüyorum.
Her siyasi parti, kendi hesabını yapar, kendi politikasını yürütür.
O yaptığı hesap sizin beğendiğiniz hesaba uymuyor diye eleştirmek
benim kabul edebileceğim bir şey değil.
Ama bu Bahçeli'nin varlığının AKP için önemini ortadan
kaldırmıyor.
Bunlardan "en birincisini" dün hatırladım.
Olay, DSP-ANAP–MHP koalisyon hükümeti sırasında yaşandı.
Cem Uzan'ın Türk makamlarından izin almadan Ürdün vatandaşlığına
geçtiğinin anlaşılması üzerine, tıpkı Merve Kavakçı olayında olduğu
gibi vatandaşlıktan çıkarılması gündeme gelmişti.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının başka devletlerin
uyruğunu da taşıyabilmeleri ancak TC makamlarının izni ile mümkün
olabiliyor, kanun böyle.
Bunun üzerine Cem Uzan'ın vatandaşlıktan çıkarılması ile ilgili
kararname hazırlanmış DSP ve ANAP'lı bakanlar tarafından da
imzalanmıştı.
Devlet Bahçeli, o gün nedenini tam olarak bilemediğimiz bir şekilde
bu kararnameyi MHP'lilerin imzalamasını engelledi ve Cem Uzan'ın
vatandaşlıktan çıkarılması mümkün olmadı.
Cem Uzan da 2002 yılındaki seçime Genç Parti Genel Başkanı olarak
girdi, seçimde barajın altında kalmakla birlikte yüzde 7.25 oy
aldı.