BİR grup İslamcı faşist, Contemporary İstanbul'da sergilenen bir
heykeli bahane ederek İstanbul Kongre Merkezi'ni bastı.
Protesto edilen heykel, üzerinde Abdülhamid resmi bulunan mayo
giymiş bir kadın heykeli.
Baskıncı grup (ki Milli Görüşçü olduklarını söylüyorlar) bundan
dolayı “rencide olmuş”.
Sergi yönetimi, tatsızlığın büyümemesi için heykeli önce depoya
kaldırmış, ortalık yatışınca yine yerine koymuş.
Daha sonra baktım, tutuklanan, hakkında soruşturma başlatılan kimse
yok.
Bir sergiyi basıyorlar, olay çıkarıyorlar, insanları tehdit
ediyorlar ve kimse hakkında bir işlem yapılmıyor.
Niye?
Sebebi basit: Devletin yukarıdan aşağıya birçok kademesi de onlar
gibi düşünüyor.
Vatandaşların haklarını korumak bu beyler için hiç önemli
değil.
Bir sanat eserinden rencide olacak kadar hassas ruhlular ama sıra
bireysel özgürlükleri korumak, sanatın özgürce icra edilmesini
sağlamak olunca taş kesilebiliyorlar.
Ve böyle olaylar sürekli birbirini tekrarlıyor.
Saldırganlar da ceza almadıklarını, yaptıklarının yanlarına kâr
kaldığını gördükçe daha da azgınlaşıyorlar.
Yarın da mesela birimizin giysisinden, saç tarama şeklinden rencide
olabilirler kolaylıkla.
Çünkü kendileri gibi olmayana, kendileri gibi düşünmeyene
tahammülleri yok.
“Hayat tarzlarına karışmayız” demeyi pek seviyorlar ama ortada
karışacak hayat tarzı bırakmamak için de ellerinden geleni
yapıyorlar.
Siz ‘Batı korkuyor’u bırakın, Müslüman memleketlere bir bakın.