Beş kez evlenip boşanan Yeşim Salkım, gençlere “Asla evlenmeyin!” demiş. ‘Birisinin yerine geçmek istese kimi seçeceği’ sorusuna cevabıysa Frida Kahlo olmuş. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır! Acaba “Dışımızdaki dünyanın bize dayattığı acılar vız gelir, gerçek bedensel acılarla bile mücadele edebiliriz” diye haykırmanın adını Frida Kahlo mu koyduk?
Beş kez evlenip boşanan Yeşim Salkım, Posta’dan Selin Keleş’le
konuştu ve gençlere bir hayat dersi verdi: “Asla evlenmeyin!”
Beş kez evlendiği için pişmanlık duyduğunu söylüyor.
Yeniden 18 yaşına dönebilse ilk yapacağı iş de ‘doya doya flört
etmek’ olurmuş.
Yaşı kaçtır bilmiyorum ama beş kez evlendiğine göre flörte vakit
bulamamış belli ki.
İnsanı mutsuz eder bu: İçinde bir şeylerin kalması!
Selin, “Birisinin yerine geçmek istese kimi seçeceğini” sormuş,
“Frida Kahlo” diye yanıtlıyor.
Hayatının önemli bölümünü tarifsiz acılar çekerek yaşamış, ölmeden
önce bir bacağını da kaybetmiş bir insanın yerinde olmayı hayal
etmek!
Derin bir psikanalizi hak ediyor bu durum aslında ama ben sıradan
bir gazeteciyim, aklım ve bilgim bu durumu tespit etmekten daha
fazlasına ermez.
Ama bu, gerçekten ilginç. Yedi tepeli şehrimizde böyle bir akım
var.
Bu ay ölen biri yoksa Frida bas!
Lucca’ya, Delicatessen’e, Cantinery’ye filan girip soralım “En
beğendiğiniz ressam kim” diye, banko Frida çıkar.
Son zamanlarda moda olan ‘edebiyat’ dergilerinin kapaklarında da
iki-üç ayda bir ona rastlıyoruz.
Twitter’da ‘edebiyat çekici’ diye bir hesaptan şöyle bir paylaşım
yapıldı mesela:
- Kapakta kim olsun?
- Bu ay ölen biri var mı?
- Yok.
- Frida bas!
Bu kapaklardan birinde, Frida resminin üzerine bir de sözü
yazılmış: “Ben aşkın, acının ve devrimin kadınıyım.”
Bunu söyleyen Frida, günümüz dünyasında buzdolabı mıknatısı
olacağını bilebilse acaba ne yapardı?
Memleketimize gelince Frida, bir pop kültür ikonundan daha fazlası
olmuş durumda sanki.
‘İtilmiş’ ve...