BAŞBAKAN Binali Yıldırım, 16 Nisan’da mührün milletin eline
geçeceğini söyledi.
“Demek ki daha önce mühür başkalarının elindeymiş” diye düşündüm bu
sözlerini okuyunca.
Ama yine de kafam karışmadı değil.
2002’den beri AKP iktidarda, deyim yerindeyse mühür elinde, o mührü
veren kimdi acaba?
Bazılarının söylediği gibi Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata
geçirmek için Amerika mı vermişti? Bizi kandırıyorlar mıydı
yoksa?
Ama çok iyi hatırlıyorum ki seçimlere gitmiştik, halkımızın
çoğunluğu AKP’ye oy vermişti, mühür de önce Abdullah Gül’ün, sonra
Recep Tayyip Erdoğan’ın eline bu sayede geçmişti.
Dün sabah Boğaz’da yürüyordum, direklere AKP’nin propaganda
bayrakları–afişleri asılmış.
Bir tanesinde şöyle yazılı:
“Seçimler beş yılda bir yapılıyor. Cumhurbaşkanı’nı da, Meclis’i de
millet seçiyor!”
“Allah’ım sen aklıma mukayyet ol” diye mırıldandım,
gayriihtiyari.
21 Ekim 2007’deki Anayasa değişikliği referandumuna kadar, seçimler
beş yılda bir yapılıyordu zaten.
O tarihte bunun çok uzun olduğunu, dört yıla indirilmesi
gerektiğini söyleyen kimdi?
Bildiniz, zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan!
Nitekim o referandum ile Meclis seçimi dört yılda bir yapılmaya
başlandı.
Peki daha sonra, 10 Nisan 2012’de, şu sözleri söyleyen kimdi
dersiniz:
“Tek bir hata yaptık. Seçim süresini 5 yıldan 4 yıla düşürdük.
Keşke yapmasaydık.”
Yine bildiniz, Recep Tayyip Erdoğan!
Şimdi anlayabilmek zor tabii: Beş yıldan dört yıla indirilirken
de iyi bir şey yaptıklarını söylüyorlardı, şimdi dört yıldan beş
yıla çıkarken de iyi bir şey yaptıklarını söylüyorlar?
Hangisi doğru? Ya yine yanılıyorsanız?