İrem Derici’nin “istersem bir erkeği on günde kendime âşık ederim” dediğini Ertuğrul Özkök’ün köşesinden öğrendim. Ertuğrul, ‘şarkıcı Hatice’nin de şöyle dediğini aktarıyor: “İstersem bir erkeği bir haftada kendime âşık ederim.” Belli ki bu konuda bir yarış var ve bu yarışın olası objelerinden biri olarak konu ilgimi çekti...
Hayır, megaloman değilim. Yarışın objesi olma durumum şöyle:
‘Bir erkek’ tanımına uyuyorum ve bu cennet vatanımızda 41 milyon 59
bin 75 erkek yaşıyor. Bunların yarısı 17 yaşın altında, ‘çocuk’
sayılıyor. Demek ki ‘bir erkek’ kategorisinde ‘yarışmacı’ olarak
aşağı yukarı 21 milyon kişiyiz. Ve hayır, heteroseksüel olmayan
erkekleri yok saymıyorum, sadece ‘latan’ ya da ‘açık’ kaç kişi
olduklarını bilmiyorum.
Söz konusu iddiayı ortaya atan genç kadınların fotoğraflarına da
baktım haliyle. İkisi de hoş, bazılarımızın güzel de bulacağı
kadınlar.
Konuyla doğrudan ilgili değil ama magazin servislerindeki
arkadaşlarıma şunu söylemeliyim ki bir şöhretin isminden söz
ederken, adının önüne ne iş yaptığını yazmak zorunda kalıyorsanız o
haberi değerlendirirken iki kere düşünün.
‘Şarkıcı Hatice’ örneğinden yola çıkacak olursak: Bu hanım o kadar
da önemli bir şahsiyet sayılmamalı.
Nükhet Duru, Nilüfer, Muazzez Ersoy, Aleyna Tilki, İrem Derici,
Demet Akalın filan söz konusu olduğunda isimlerinin başına bir
sıfat yazmak zorunda hissediyor musunuz?
Hissetmiyorsunuz çünkü isimlerini yazmak yetiyor. Eğer yazmak
gereğini hissediyorsanız size demeç veren o kadar da önemli birisi
değil demektir, sözlerinin değeri de o zaman öyle ölçülmelidir.
Tekrar yarışa dönecek olursak: Önce bu konudaki bilimsel tespitlere
bir göz atalım.
ABD’deki Syracuse Üniversitesi’nden Profesör Stephanie Ortigue,
âşık olmak için saniyenin beşte biri kadar bir sürenin yeterli
olduğunu tespit etti.
Araştırma, aşk ile bazı beyin salgıları arasındaki ilişkiler
üzerinden yürütülmüş. Profesör Ortigue’nin araştırması, âşık
olduğumuzda kendimizi u&cced...