BAŞBAKAN Binali Yıldırım, CNN Türk'te Hande Fırat'ın sorularını
yanıtlarken, Silahlı Kuvvetler ile ilgili değişikliklere yönelik
eleştiriler için şöyle konuştu:
“Eleştirileri saygı ile karşılıyoruz. Düzeltmeler yapılabilir.
Allah emri değil. Nihayet yapılan bir kanundur. Uygulamada eksik,
yanlış varsa bu değerlendirmeleri dikkate alırız.”
“Eleştirilerin saygıyla karşılandığı” günleri özlemişim, bu sözü
hoşuma gitti.
Yaşadığımız musibet, eleştirinin, düşmanlık ya da hakaret olarak
algılandığı günlerin geride kalmasına yol açar umarım.
Silahlı Kuvvetler’in emir–komuta düzenini değiştiren, eğitim
kurumlarını sıfırlayan, tayin ve terfi düzenini sivilleştirip
siyasallaştıran Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili olarak çok
sayıda eleştiri okuyorum.
Ortaya çıkıyor ki ülke savunması açısından son derece önemli bir
konuda yapılan düzenlemeler biraz aceleye getirilmiş gibi.
Başbakan, kanun hükmündeki kararnamenin Meclis’in onayına
sunulacağını söylüyor ama bu, Meclis’in normal yollar izleyerek
yapacağı bir kanundakine benzer şekilde incelenip tartışılmayacak
anlamına da geliyor.
Kararname, TBMM Genel Kurulu’na gelecek, kabul edenler–etmeyenler,
parmaklar kalkacak ve iş bitecek.
Oysa bu normal bir kanun olarak Meclis’e getirilse, komisyonlarda
tartışılacak, uzmanlar dinlenecek, TBMM Genel Kurulu’nda son bir
kez daha tartışılacak ve yasalaşacaktı.
Günün olağanüstü şartlarını dikkate alarak gündemde öne almak,
komisyon tartışmalarını hızlandırmak ve hızla yasalaştırmak da
mümkün olacaktı.
Böyle olsaydı, Başbakan’ın sözünü ettiği eksik ve yanlışları
uygulamaya geçmeden görmek, düzeltmek de mümkün olabilecekti.
Oysa şimdi bu son derece önemli konuda eksiklikleri ya da hataları
görmek için uygulamayı bekleyeceğiz.
Böyle konularda “yapboz” kanunları ile düzenlemeler yapmak doğru
bir yöntem değildir.
Son bir not: Eski bir asker olan ve doktorasını Türk Silahlı
Kuvvetleri’nde kurumsal dönüşüm üzerine yapan Bilgi
Üniversitesi’nden Metin Gürcan’ın 1 Ağustos ve 3 Ağustos
tarihlerinde www.t24.com.tr’de yayımlanan “Nasıl bir ordu, nasıl
bir askeri reform” ve “Nasıl bir sivil–asker ilişkisi” başlıklı
makalelerini, bu konudaki bilgileri benim gibi sınırlı olanlar için
ufuk açıcı bulduğumu söylemeliyim.
UYARILARA KULAK VERSEYDİNİZ
ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Baykal ve bazı MHP’lilere
kurulan kumpası çözmüş!
Savcılık açıklamasında şöyle deniliyor: “Olay aydınlatıldı. Sorumlu
FETÖ. Komployu kuranlar, Erdoğan’ı dinleyen kişilerle aynı isimler.
Hepsi üst düzey çok sayıda polis kumpasın içinde yer aldı.”
Bunu okuyunca içimden “Günaydın” demek geldi, Amerika’yı yeniden
keşfetmek gibi bu.