AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bir iftara katıldı ve seçim sonuçları ile ilgili bir değerlendirme yaptı, şöyle konuştu:
"Bize seçmen dedi ki, 'Sizin arabanın çekişinde düşme var. Şöyle
buji, platin ayarını filan bir yaptırın. Belki vantilatör kayışı
gevşemiş olabilir. Karbüratörü de bir temizleyin. Araba sağa sola
da çekiyor. Bir rot balans ayarı da yaptırın' dedi. 'Sizin egzozdan
birtakım çatlak sesler geliyor. Bir egzozu da tamir ettirin."
Şahin'in, seçim sonuçları için kullandığı benzetme herkesin
anlayacağı kadar açık.
Sözlerini "Biz bu mesajları aldık" diye tamamladığına göre ikinci
aşama arabayı bakıma almak olmalı.
AKP için kritik soru da bu zaten: Bu otomobili servise kim
götürecek?
Normal olarak bunu yapacak olanlar partinin üyelerinden başlayarak,
her düzeydeki kurulları olur. Ama AKP'nin parti içi demokrasi
bakımından diğer partilerimizden bir farkının olmadığını, hatta
ilçe–il kongrelerindeki aday olacak kişilerin bile merkezden
belirlendiğini, bu talimata karşı çıkanların o kongreyi kazansalar
bile koltuklarında oturamadıklarını da biliyoruz.
Çünkü partiyi esasen bir kişi yönetiyor ve o kişinin hırsları,
endişeleri, olayları algılayış biçimi partinin politikası haline
geliyor.
Şahin de tecrübeli bir politikacı, söylediği bu sözlerin nereye
gideceğini biliyor olmalı.
Yani aslında o sözlerin muhatabı iftar yemeğine katılanlar değil,
şu anda Anayasa gereği tarafsız ve partisiz olması gerekirken elini
partinin üzerinden çekmeyen Cumhurbaşkanı'ndan başkası değil.
İşin zorluğu da burada!
AKP kişilerden bağımız olarak bir siyasi parti olmayı başarabilecek
mi, başaramayacak mı?