ASLI Erdoğan'dan sonra yazar Necmiye Alpay da tutuklandı.
Alpay’ın tutuklanma nedeni de Aslı Erdoğan ile aynı: Özgür Gündem gazetesinin “Yayın Danışma Kurulu” üyesi olmak.
Böylece “silahlı terör örgütüne üye olmuş” sayılıyorlar ve hapse atılıyorlar.
Savcılığın elinde, soruşturma dosyasına koyabileceği başka bir şey de yok zaten.
Niye tutuklandıkları da bir muamma.
Kaçma ihtimalleri yok, ortada “karartılacak delil” de yok.
Alpay, kendi ayağıyla gitmiş savcılığa ifade vermeye. Kaçacak olan insan savcılığa gider mi?
O halde niye tutuklular?
“Adli kontrol” ile serbest bırakılıp öylece yargılanabileceklerken neden tutuklanıyorlar?
Diğer yandan Özgür Gündem’e yönelik baskılara karşı “dayanışma” için nöbetçi genel yayın müdürü olan bazı gazeteci ve aydınlar da savcılık tarafından ifadeye çağırıldılar.
Aralarında Hasan Cemal, Tuğrul Eryılmaz, Nadire Mater gibi gazeteciler de var.
Onların suçu da savcılığa göre “örgüt propagandası yapmak”!
Yazdıklarına, söylediklerine bakarsanız, bu suçu nasıl işlemiş olabileceklerini anlayabilmenize olanak yok.
Ama savcılık, demokratik bir protestoya katılmış olmalarını bile “Terör örgütü propagandası yapmak” diye niteleyebiliyor.
Doğrusunu isterseniz bu soruşturmaların ardında iyi niyet bulamıyorum.
“Yoksa bu soruşturmaların gerisinde, kripto Fetullahçılar mı var” diye de sormadan edemiyorum.
Öyle çıkarsa da hiç şaşırmayacağım zaten.
Söz konusu olan insanlar dünyanın tanıdığı, ellerine silah almadıkları gibi her zaman da şiddete karşı çıkmış, demokrasinin temel değerlerini savunmuş aydınlar, gazeteciler.
Şimdi bu insanları, terör örgütü üyesi ya da terör propagandası yapıyor diye hapse atarsanız, dünyada buna kimseyi inandıramazsınız.