CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, Suriye'de bir askeri harekâta hazırlandığına ilişkin Rus iddialarını şöyle yanıtladı:
“Rusya’nın bu yaklaşımını gülerek karşılıyorum.”
Ertesi gün gazetecilerin “Suriye’de bir fiili durum oluşturulur mu”
sorusunu da şöyle karşıladı:
“Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyoruz. 1
Marttezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu açıkça
söylemediler. 1 Mart tezkeresi kabul edilip, Türkiye, Irak’ta
olsaydı, Irak’ın durumu böyle olmazdı.”
1 Mart tezkeresinin ne olduğunu hatırlamayanlar için bu tezkerenin
resmi adının “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere
gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması
için hükümete yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi”
olduğunu belirteyim.
TBMM bu tezkereyi reddetmemiş olsaydı, ABD ordusu Saddam’a karşı Türkiye topraklarından Kuzey Irak’a girecek ve bir cephe de oradan açacaktı. Türk Silahlı Kuvvetleri de sınırın Irak tarafında kendisi için “güvenli alan” oluşturacak ve Kuzey Irak’ta bugün şekillenen tablonun doğmasına engel olmaya çalışacaktı.
Cumhurbaşkanı, bugün Suriye için bir tezkere gerekmediğini, bu yetkinin askere zaten verilmiş olduğunu da belirtti.
Cumhurbaşkanı’nın Rus iddialarına güldüğünü söylediği gün, Suudi Arabistan da ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Suriye’ye yönelik olası bir askeri operasyonuna destek vereceğini açıkladı.
Biliyorsunuz, Türkiye bir süre önce Katar ve Suudi Arabistan ile “ortak düşmanlara karşı” askeri ittifak anlaşmaları yaptı. Katar’da bir askeri üs kuracağız. Suudi Arabistan ile de “kapsamlı” askeri işbirliği!
Cumhurbaşkanı’nın, 1 Mart tezkeresindeki hataya düşmeyeceğini açıklaması ile bütün bunlar üst üste konulduğunda, ürkmemiz gereken bir tablo çıkıyor karşımıza.
Öyle görünüyor ki, Suriye konusunda en başından beri yapılan hataları bile aratacak bir başka hatalı yola daha girilmek üzere.
Bu yolun felaketlerden başka bir yere çıkmayacağını söylemek
istiyorum.
Misafir misafirliğini bilmeli
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın korumaları, kendilerini
Türkiye’de zannettiler ve Ekvador’un başkenti Quito’daki bir
salonda Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını protesto edenleri zorla
salondan attılar.
Bu arada bir Ekvador milletvekilinin burnu kırıldı, kadın
göstericilerden biri ciddi olarak darp edildi.
Ekvador Dışişleri Bakanı, ülkelerinde misafir olarak bulunan
Erdoğan’ı protesto edenleri eleştirdi, bu hareketin “utanç verici
bir saygısızlık olduğunu” söyledi.
Ama şunu da eklemeyi ihmal etmedi:
“Ekvador’da ifade özgürlüğü var ve Türkiye’nin güvenlik güçleri bu
ülkede kendini ifade eden insanlara müdahale edemezler.”Elbette
ülkesinde misafir olarak bulunan bir devlet adamına yönelik bu tür
saldırılar kabul edilebilecek bir şey değildir.
Nitekim Ekvador polisi de salonun dışında böyle bir gösteri yapmaya
kalkışanları dağıtmış.