BAŞBAKAN Binali Yıldırım, “15 Temmuz alçak darbe girişimini
yaptılar, akılları başlarına gelmedi, şimdi meydanlarda hayır
kampanyası yapıyorlar. 15 Temmuz’da derslerini verdiniz, 16
Nisan’da da derslerini vermeye hazır mısınız” diye sordu.
Bu siyaset işini bir türlü anlayamayacağım sanıyorum. Daha geçen
hafta “Evet diyen de hayır diyen de aynı ölçüde saygındır”
dememişler miydi?
Şimdi birdenbire hayır diyen milyonlarca insan FETÖ’cü mü oldu?
FETÖ’cülere, bir de PKK’lıları ekliyorlar, toplasan hepsini bu
kadar çok olabilirler mi?
Araştırmalar gösteriyor ki bu referandumdan evet çıkması ne kadar
olası ise, hayır çıkması da o kadar ihtimal dahilinde. Hayır
çıkarsa, FETÖ’cüler mi kazanmış olacak?
Böyle olmayacak tabii, çünkü bu söyledikleri, son derece zayıf
tezlere dayanan evet kampanyasına gerekçe olsun diye uydurdukları
bir durumdan ibaret.
Milyonlarca insan “hayır” diyor, çünkü kontrolsüz bir gücün tek
başına bu ülkeyi yönetmesini istemiyor.
“Hayır” diyorlar, çünkü partili bir Cumhurbaşkanı’nın elinde,
devletin bir tek parti devletine dönüşeceğinin farkındalar.
AKP’liler içinde de “hayır” demeyi düşünenler var, çünkü onlar da
biliyorlar ki bu yetkiler yarın hiç istemedikleri birinin eline
geçerse, 15 yıllık iktidarın kazanımlarını bir gecede
kaybedebilirler.
“Hayır” diyenler, hâkimleri ve savcıları bir politikacının tek
başına seçmesini istemiyorlar.
“Hayır” diyorlar çünkü Meclis’in göstermelik bir kuruma dönüşmesini
istemiyorlar.
“Hayır” diyorlar çünkü bakanların ve Cumhurbaşkanı
yardımcılarının, kimseye hesap vermeleri gerekmeden beş yıl süreyle
memleketi yönetmesini istemiyorlar.