CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı'nı Mercedes makam aracıyla gezdirme konusunda ısrarına devam ediyor.
"320 bin–330 bin liralık aracı lüks olarak değerlendirir
misiniz" diye sordu.
Evet, bunu lüks olarak değerlendiririz, zaten bu araçlar "lüks
sınıf" olarak üretilip satılıyor.
Önceki akşam da hızını alamadı, bu kez Diyanet İşleri Başkanı'nın
her yere özel uçağıyla gitmesi gerektiğini de söyledi.
"Bu beyefendiler neden bakmazlar Hıristiyan dünyasına, Vatikan'a
niye bakmazlar? Vatikan'da dini liderin özel uçağı var, özel
araçları var, zırhlı araçları var. Niye bunları görmüyoruz? Biz
sıradan bir ülke miyiz? Vatikan'da yapı bu olacak bizim dini
liderimiz tarifeli uçakla seyahat edecek, bunlar için çok da önemli
değil. Bizim için önemli. Ben geçenlerde onu da söyledim. Ahmet
Bey'le de onu konuşacağım. Diyanet İşleri Başkanımızın yurtdışı
seyahatlerinde şu anda havuzda olan uçaklarımızdan kullanmak
suretiyle gitsin, niçin tarifeli uçakla gitsin?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı'nın bu söylediklerinin bir kahvehane muhabbetinde
uluorta sallayanların sözlerinden bir farkı yok.
Papa, bir devlet başkanı olmasına rağmen, özel bir uçağa hiç sahip
olmadı.
Cumhurbaşkanı ya yanlış biliyor ya da "Ben söylersem yuttururum"
diye düşünüyor.
Papa, gezilerinde, uçağa binmesi gerekiyorsa İtalyan Alitalia
şirketinden kiraladığı uçaklarla uçar.