CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin “kontrollü” olduğunu söyledi ve elinde bunu kanıtlayacak bilgiler–belgeler bulunduğunu ekledi.
Dün de yazdım, bunu kanıtlayacak belge ve bilgi varsa, bir muhalefet partisi lideri bunu ortaya çıkarmak için beklemez.
Nitekim, Cumhurbaşkanı ve Başbakan, referandum kampanyasında Kılıçdaroğlu’nun bu iddiasını sık sık kullanmaya başladılar.
Kılıçdaroğlu’nun daha sonraki açıklamalarından anlıyorum ki sözünü ettiği bilgi–belgeler aslında yok. Olaylara bakarak çıkarımlar yapıyor ve bu sonuca ulaşıyor.
Darbenin kontrollü olup olmadığını ortaya çıkarmak elbette iddia sahibinin işi olmalıdır.
Ancak böyle olması, darbenin neden önlenemediği sorusunu da ortadan kaldırmıyor.
Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı, darbe ihbarının alındığı saatten itibaren bazı şeyleri eksik yaptılar. Ya yapmayı akıl edemediler ya da bilerek yapmadılar!
Hangisi doğru olursa olsun bir darbe girişimiyle sonuçlanmış yetersizlik söz konusu.
Darbe girişiminden sonra verilen ifadelerden öğreniyoruz ki (Orgeneral Ümit Dündar ve Tümgeneral Zekai Aksakallı’ın ifadeleri) Genelkurmay Başkanı bazı emirler daha verseymiş, girişimi en başından bastırabilirmiş.
Aynı durum MİT Müsteşarı için de söz konusu.
Bir asker MİT’e kadar gelip gece helikopterlerle evinden “alınacağını” ihbar ediyor ama o bunun bir darbe girişimi olduğunu anlamıyor!
İşi istihbarat toplamak ve değerlendirmek olan bir devlet kurumunun başındaki kişinin bunu anlayamamış olması önemli bir zaaf değil mi?
Üstelik, bu ihbarı zamanında Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile de paylaşmıyor. Nasıl bir kendine güven bu?
Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı bu işin bir darbe girişimiyle sonuçlanacağını anlayamadılar mı?