CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın, hükümet için bir görevlendirme yapmadan önce dört partinin genel başkanları ile ayrı ayrı görüşmeler yapma düşüncesini muhalefet partileri "soğuk" karşıladı.
Cumhurbaşkanı'nın kendisinin de zaten bu talebinin "sıcak
karşılanması" gibi bir beklentisinin olmadığını düşünüyorum.
Çünkü normal olarak görevlendirmeyi yapar, görevlendirdiği kişi ki
bu ilk etapta zaten Ahmet Davutoğlu'ndan başkası olamaz, o liderler
ile görüşür, hükümeti kurmaya çalışırdı.
Bu çağrıyı yaptı, çünkü ilk derdi hükümetin kurulması değil.
Öncelikli hedefi olası bir erken seçimde propaganda sırasında
kullanabilmek için "malzeme" temin etmek.
İleride bir erken seçim gündeme geldiğinde meydanlara çıkıp
"Hepsini çağırdım, gelip konuşmadılar bile" diyebilmek için bunu
yaptı.
Seçmenlerin kafasında muhalefet liderlerinin "geçimsiz olduğu"
imajını şimdiden yaratmak istiyor ki bir hükümet kurulamamasının
sorumluluğunu onların üzerine atabilsin.
Bir de şu var tabii: Kendisine biçtiği rolden vazgeçmeyeceğini de
göstermek istiyor.
Ama unuttuğu bir şey var ki seçimden sonra ortaya çıktı, halk onun
hayalindeki başkanlık sistemini, partili Cumhurbaşkanlığı modelini
istemiyor.
Eskiden alıştığı gibi ülkeyi tek başına yönetmek istiyorsa yapacağı
bir tek hareket var: Cumhurbaşkanlığı'ndan istifa edip partisinin
başında yeniden seçime gitmek.
Kazanırsa yine başbakan olur, kazanamazsa muhalefet lideri.
Başbakanlığı döneminde kendisini eleştiren herkesi "hariçten gazel
atan" olarak görüyor, "Elbiseni çıkar, siyasete gir" diyordu.
Şimdi aynı durum onun için de geçerli.
Üstündeki Cumhurbaşkanı elbisesinden sıkıldıysa, bir an
önce çıkarıp yeniden siyasete dönmeli.