TÜRKİYE’yi bir tek adam yönetimi altında parti devletine dönüştürecek “sistem değişikliği” artık referandumu bekliyor.
“Evet” kampanyasının ağırlığının Cumhurbaşkanı’nın üzerinde olacağını, hem parti hem de devlet olanaklarını kullanarak yürütüleceğini söyleyebiliriz.
AKP’nin muazzam propaganda gücünü dikkate alacak olursak, “hayırcıların” işinin zor olduğunu da söylemek mümkün.
Ama unutmayalım ki “evet” oyu peşinde olanların işi de o kadar kolay değil.
AKAM’ın araştırması gösteriyor ki MHP tabanı ortadan ikiye ayrılmış durumda, yarısı evetçi, yarısı hayırcı.
AKP’nin tabanı açısından durum farklı. Yüzde 35’lik bir kesim var ki bunların yüzde 10.5’i hayır diyeceğini belirtiyor. Yüzde 13 de kararsız AKP’li var. Yüzde 11’i ise referandumda oy kullanmayacağını açıklamış.
SONAR’ın araştırması bir başka ilginç veriye işaret ediyor: “Kesinlikle evet” diyenler yüzde 30’larda iken, “Kesinlikle hayır” diyenler yüzde 40’larda.
Bu, hayır oyu vereceklerin kararlı olmalarına karşılık evet oyu vereceklerin kararsız olduklarını gösteren bir sonuç.
Bu da normal çünkü referanduma götürülen Anayasa değişikliği paketi esasen toplumumuzun bugünkü dertlerinden hiçbiriyle alakalı değil.
AKP, değişikliğin “istikrar için” olduğunu, bu değişikliklerin sonucunda Türkiye’nin ekonomik olarak uçacağını söylüyor.