CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, G-20 toplantıları çerçevesinde düzenlenen bir toplantıda konuştu ve "adil gelir dağılımı teorisini" herkesle paylaştı.
Şöyle diyor: “Biraz az kazanın ve kazandıklarınızı özellikle dar
gelirli olan insanlarla paylaşın. Bunu bir defa başarmamız lazım.
Neden? Fakiri tahrik etmeyelim ve paylaşımcı anlayışı hayatımıza
egemen kılalım. Buradan bir şeyi özellikle vurgulamak isterim,
hepimiz ölüp gidiyoruz, paraları beraber götürüyor muyuz? Paralar
beraber gelmiyor, onlar bu dünyada kalıyor, arkada vârisler bunu
paylaşacak. Gel bunu işçinle, onunla beraber bir kısmını paylaş,
ondan sonra da gök kubbede hoş bir seda bırak. Önemli olan bu ve
öldükten sonra da ‘Sorma, bizim öyle bir işverenimiz vardı ki, öyle
bir patronumuz vardı ki gerçekten işçisinin hakkını çok ciddi
manada gözetir, onun maaşını da gerçekten iyi bir konumda verirdi’,
aslolan burası, bunu başarmamız lazım.”
Bugüne kadar gelir dağılımı meselesiyle uğraşan iktisatçıların ve
politikacıların hiç aklına gelmemiş bir teori bu.
Ve gelecek yıl “üst akıl” bir dümen çevirmez ise Nobel Ekonomi
Ödülü’nü rahatlıkla kazanabilecek bir teori!
Doğruluğu ampirik gözlemlerle defalarca kanıtlanmış “Kefenin cebi
yok” kuramından gücünü alıyor.
Vergi ve istihdam politikaları gibi araçlar yerine de “hayır
duasının yararlarını” öne çıkarıyor.
Ve nihayetinde de “Sen yemezsen başkaları yiyecek” hipoteziyle adil
gelir dağılımını sağlayacak teoriyi kuruyor!
Şimdi sıra havuz müteahhitlerimizin bu işe öncülük etmesindedir
diye düşünüyorum.
Onları gören diğer işadamları da harekete geçerse, gelir dağılımı
sorunumuzu kolayca çözeriz!