BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Anayasa değişikliği gerçekleşirse hem
Meclis’in hem de Cumhurbaşkanı’nın birbirlerini karşılıklı olarak
seçime götürebileceğini söyledi.
Buna “giyotin sistemi” deniliyormuş.
Sisteme verilen isim kötü şeyleri çağrıştırıyor, onu geçelim. Ancak Başbakan’ın söylediği söz gerçeği tam olarak yansıtmıyor.
Seçime katılanların yüzde 50.01 oyuyla seçilebilecek Cumhurbaşkanı, halkın yüzde 100’ünü temsil eden Meclis’i feshetme yetkisine sahip.
Buna karşılık yüzde 100’ü temsil eden Meclis’in, Cumhurbaşkanı’nı görevden alıp seçime götürmesi o kadar kolay değil.
Cumhurbaşkanı’nın görevden alınması için önce Yüce Divan’da yargılanması gerek. Yüce Divan’ı, Cumhurbaşkanı’nın bizzat seçeceğini ve oradaki yargılamanın ne kadar tarafsız olabileceğini de bir kenara bırakalım.
Cumhurbaşkanı’nı Yüce Divan’a göndermek için 600 üyeli Meclis’in 360 oy ile suçlama önergesini kabul etmesi gerekiyor.
Önergenin görüşülmesinden sonra Cumhurbaşkanı’nın Yüce Divan’da suçlanması için de 400 oy lazım.
Ve bu sadece görevdeyken değil, görevinin bitmesinden sonra da geçerli bir durum. Suç, göreviyle ilgili olsun ya da olmasın, durum böyle.
Meclis’i 1 kişi feshedip seçime götürebilecek ama Meclis’in en az 400 oy bulması gerekiyor!
Diyelim ki Meclis’te bu yüksek oy oranı sağlandı ve Cumhurbaşkanı yargılanmak üzere görevden alındı.
Yenisi seçilene kadar kim vekâlet edecek? Halkoyuyla seçilmemiş yardımcısı!
Bir demokraside böyle bir şey söz konusu olabilir mi?