YANLIŞ hatırlamıyorsam, dünya reklamcılığının piri sayılması
lazım gelen adamlarından biri olan Ogilvy söylemişti: “Söyleyecek
sözün yoksa, şarkı söyle”.
“Cıngıl” adı verilen reklam müzikleri için söylenmiş bir söz
bu.
Söyleyecek sözüm var ama yine de bugün içimden geçen şey sadece
şarkı söylemek.
Aklıma Nâzım Hikmet’in bir şiiri de geliyor bu arada, buyurun
birlikte okuyalım:
“Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robson. / İnci dişli, zenci
kardeşim, / Kartal kanatlı kanaryam. / Türkülerimizi söyletmiyorlar
bize, / Korkuyorlar Robson / Şafaktan korkuyorlar, / Görmekten, /
Duymaktan, / Dokunmaktan korkuyorlar / Yağmurda çırılçıplak yıkanır
gibi ağlamaktan / Sımsıkı bir ayvayı dişler gibi gülmekten
korkuyorlar / Sevmekten korkuyorlar, bizim Ferhat gibi sevmekten /
Sizin de bir Ferhatınız vardır elbet / Robson, adı ne? / Tohumdan
ve topraktan korkuyorlar / Akan sudan ve hatırlamaktan korkuyorlar
/ Ne iskonto, ne komisyon, ne veda isteyen bir dost eli / Sıcak bir
kuş gibi, gelip konmamış ki avuçlarının içine / Ümitten korkuyorlar
Robson, ümitten korkuyorlar ümitten / Korkuyorlar kartal kanatlı
kanaryam / Türkülerimizden korkuyorlar.”