Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet Gazetesi

HSYK'ya açık dilekçe

BANA mahkeme kararıyla gönderdiğiniz ve bu köşede 12 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan tekzip metninde, şöyle denildiği malumunuzdur: “Anayasa’nın 159. maddesi ve 6087 sayılı Yasa’nın 4. maddesi uyarınca...

24 Aralık 2015 | 881 okunma

BANA mahkeme kararıyla gönderdiğiniz ve bu köşede 12 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan tekzip metninde, şöyle denildiği malumunuzdur:
“Anayasa’nın 159. maddesi ve 6087 sayılı Yasa’nın 4. maddesi uyarınca HSYK’nın hâkim ve savcıların görevleri kapsamında suç işledikleri iddialarını araştırma, inceleme ve soruşturma görevi nedeniyle HSYK Genel Sekreterliğince ihbar niteliğindeki suçlamaların kayda alınması için dosya açılmıştır.”
Bu dilekçe de işte sizin bu sözünüze istinaden yapılmış bir suç duyurusudur.
Gazetemiz 6 ve 8 Eylül günlerinde, başlarında bir maganda bulunan kalabalık bir güruhun saldırısına uğradı.
Güvenlik güçleri tarafından kimlikleri tespit edilen 26 kişi hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame düzenleyerek 9 yıla kadar hapis cezası istedi.
Bu kişilere yöneltilen suçlama “Mala zarar vermek ve nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etmek” olarak açıklandı.
Savcılık, “Suç işlemeye tahrik, örgüt üyesi olmak ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak” suçlamaları ile ilgili yeterli delil elde edilemediğini öne sürerek kovuşturmaya yer olmadığı kararını da verdi.
1– Bu güruhun başında emir ve komuta eder bir tavırda bulunan eski AKP Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın için kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.
Oysa sözkonusu kişi olay anında çekilen görüntülerde görüldüğü ve daha sonraki konuşmalarında bizzat açıkladığı gibi gazeteyi basan kalabalığı suç işlemeye tahrik ediyordu.
Savcılık, bu kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı vererek suçu örtmüş, suçluyu kanundan kaçırmıştır.
2– Sözkonusu iki günde gazeteyi basanların bir merkezden talimat aldıkları, kamyonlara doldurularak gazete binamızın önüne getirildikleri de bir sır değil.
Hal böyleyken bu suçu kimin tahrik ettiğini yeterince araştırmamak, savcılık açısından görevi ihmal niteliğindedir.
3– Savcılığın “örgüt” suçu ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermesi, siyasi mülahazalarla suçluyu saklama anlamına geliyor.
Çünkü bu baskını yöneten kişi ile haklarında iddianame düzenlenen şahıslar arasında örgütsel ilişki bulunup bulunmadığı da yeterince araştırılmamıştır.
Bu iddialarımın araştırılması için Genel Sekreterliğinizin bir dosya açmasını ve daha önce Sümeyye Erdoğan suikastı haberini yayınlayanlar için dava açan savcılar hakkında yaptığı gibi, dosya açıldığını basın yoluyla açıklamasını rica ederim.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Birisini kendinize kaç günde âşık edebilirsiniz? 16 Eylül 2018 | 2.511 Okunma Aşk olmaz ise Mualla! 09 Eylül 2018 | 2.266 Okunma Bodrum Belediye Başkanı’ndan gürültü sorununa büyük çözüm Eve gitme tarihlerine sınırlama! 02 Eylül 2018 | 2.169 Okunma Evlilik hesaba kitaba gelir mi? 26 Ağustos 2018 | 4.242 Okunma Üst aklın hıyanet merkezine girdim! 19 Ağustos 2018 | 516 Okunma