CUMHURBAŞKANI’nın ABD’ye ziyaretine bir hafta kala, ABD Başkanı Trump, PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin de içinde yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri’ne ağır silahlar verilmesi ile ilgili kararı onayladı.
Bu karar, Türkiye’nin, “Rakka operasyonunu biz ÖSO ile yapalım, PYD bu işe girmesin” tezini de zora sokmuş oluyor.
Aslına bakarsanız bu bir sürpriz de değil.
Başından beri ABD’nin bu konudaki kararlılığı belliydi, Türkiye’nin çabaları bu planı değiştirmeye yetmedi.
Sorun, tam da Erdoğan’ın ABD ziyaretinden önce bu planın açıklanmış olmasında.
Belli ki ABD, Suriye konusunda “Biz kendi yolumuzdan gideceğiz” diye açık bir mesaj veriyor.
Ziyaretten önce Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün ABD’ye gönderilmesi de böylece bir işe yaramamış oluyor.
Ayrılıkçı PKK saldırılarıyla mücadele eden Türkiye’nin Suriye sınırında PKK yönetiminde bir Kürt özerk bölgesinden neden endişe duyacağı açık.
Bunu bile bile ABD ve Rusya’nın PYD’yi Suriye’de meşru bir güç olarak görmesi, Türkiye açısından bir dış politika başarısızlığı.
Ve bu başarısızlık, en başından yanlış olan Suriye politikasının bir sonucu.
AKP iktidarı, Suriye iç savaşı başladığında, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte hareket ederek Suriye rejimini devirmeye heves ettiğinde bu sonucu da önceden değerlendirmiş olmalıydı.