BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Şimşek, Moody's'in not indirimi kararını önemsediklerini söyledi.
“Not düşüşünü biz ciddiye alıyoruz” dedi. “Orta ve uzun vadede
notu arttırmak için çaba içinde olacağız” diye de ekledi.
Haliyle insanın kafası karışıyor:
Devletin tepe yöneticilerine ve onların hık deyicilerine bakarsanız
bu iş FETÖ’nün kumpası da olabilir, “üst aklın” Türkiye’nin başına
örmek istediği yeni bir çorap da! Üçüncü havaalanını çekememeleri
de olası bir gerekçe tabii.
Ama Başbakan Yardımcısı ve kabinenin en tecrübeli iktisatçısı diyor
ki “Bu işi ciddiyi alıyoruz, arttırmak için çaba göstereceğiz”!
Hangisi doğru diye düşünmeye gerek yok.
Başbakan Yardımcısı,
Türkiye ekonomisinin geleceği için ikna etmek durumunda olduğu
insanların rasyonel düşündüklerini biliyor ve onların anlayacağı
dille konuşuyor.
Ötekiler ise tribünlere oynuyorlar, “vatan, millet, Sakarya”
nutuklarıyla ekonomideki gözle görülür çöküşü halkın fark
etmemesine çalışıyorlar.
Şurası açık ki Türkiye, demokrasiden uzaklaşıp, bir tür Ortadoğu
diktatörlüğüne dönüşme sürecinde dünyadaki kredisini hızla
tüketti.
Bir zamanların “parlayan yıldızı” idik, şimdi caddelerdeki
mağazalar bile kapanıyor!
Global Financial Center Index’in 2016 araştırmasında, İstanbul 57.
sıraya indi. Bir önceki araştırmada İstanbul’un sırası 45 idi.
İstanbul son üç senedir düzenli olarak bu endekste geriye
gidiyor.
Sebebi aynı raporda yazılı:
- Yolsuzluklar önlenemiyor, kanunlar herkese eşit olarak
uygulanmıyor.
- Vergi kanunları basit, adil, şeffaf ve öngörülebilir değil.
Vergi, hükümetlerin beğenmedikleri şirketleri cezalandırdıkları bir
silah olarak kullanılıyor.
- Bilgili, iyi eğitimli ve yetenekli insan kaynağı açısından
rakiplerimizin çok gerisindeyiz.
Ve hükümet, bunları düzeltmek için kılını bile kıpırdatmıyor ama iş
nutuk atmaya gelince “İstanbul Dünya Finans Merkezi olacak” diye
atıp, tutuyor.
Bana öyle geliyor ki asıl amaçları da İstanbul filan değil, finans
merkezi kuruluyor diye prim yapan “kupon” araziler ile yandaşlara
rant yaratmak!
TADINI ALDI BİR KERE
MİLLİ Güvenlik Kurulu, Olağanüstü Hal’in uzatılmasını tavsiye etti.
Bir sürpriz sayılmaz, en azından benim için.
Cumhurbaşkanı bu işin tadını almıştı ve bunun sinyallerini
veriyordu.
Onun başkanlık ettiği MGK’da da ortaya atılıp “Ama biz kısa sürede
bitireceğiz sözünü vermiştik” diyecek babayiğit bir bakan elbette
çıkamazdı.
Cumhurbaşkanı’nın bu uygulamadan kolayca vazgeçmeyeceğinin bir
başka işaretini MGK toplantısından bir gün sonra, dün aldık.
Muhtarlar toplantısında “belki 12 ayın bile yetmeyeceğini” söyledi,
muhtarlarla oylama yaptı ve Olağanüstü Hal’in en az bir yıla kadar
uzatılacağının altını da çizmiş oldu.