BAŞKANLIK sistemi ile ilgili olarak AKP'de bir hazırlık yapılmakta olduğu artık ayan beyan ortada.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendi anayasal durumunu
meşru bir zemine taşımak istiyor çünkü şu anda yaptığı her hareket,
Anayasa’yı çiğnemek sonucunu doğuruyor.
AKP MKYK üyesi Mustafa Şentop’a göre Anayasa’nın tümden değişmesi
gerekiyor. “Temel hak ve özgürlüklerin kapsamının genişletilmesi de
tek başına yeterli değil. Siz devletin yapısını daha özgürlükçü
düzenlemezseniz hak ve özgürlükleri genişletmenin bir anlamı
kalmaz” diyor.
Şentop’un bu sözlerine itiraz edebilecek kimsenin çıkacağını
zannetmiyorum.
Son derece doğru bir şey söylüyor, dilerim bu sözlerini yeni
anayasa konusunda Meclis’te çalışmalar başladığında da
hatırlasın.
Ancak AKP çıkışlı anayasa tartışmalarının çıkış noktası, bu
sözlerle de uyuşmuyor.
Geçen dönem Meclis’te ortaya koydukları “frenlerinden arındırılmış
başkanlık sistemi” ile varabileceğimiz yer özgürlükçü bir anayasa
olamaz çünkü.
Özgürlükçü bir anayasanın sistemlerle bir ilgisi de yoktur.
Parlamenter sistem içinde özgürlükçü bir anayasa olabileceği gibi,
başkanlık sisteminde de bu mümkün olabilir.
Önemli olan güçlerin ayrılığını ve denge–fren mekanizmalarını
sağlayacak düzenlemelerdir.
Türkiye’de parlamenter sistemin tarihsel bir geçmişi var. Bu
geçmişi silip atmak, bambaşka ihtiyaçlardan doğmuş bir sisteme
geçmek o kadar kolay değil.
Ama şunu da biliyoruz: Bugünkü “Türk tipi parlamenter sistem”,
düzgün işleyen bir sistem de değil.
Sistemin düzgün işlemesi için Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim
Kanunu’nun 12 Eylül’ün etkilerinden arındırılıp, demokratik hale
getirilmesi şart.
Böylece yürütme ile yasama arasındaki güçler dengesini yeniden
oluşturmak mümkün olabilir, bağımsız ve tarafsız bir yargıyla
birlikte sistem düzgün işlemeye başlayabilir.
Elbette bunu başkanlık sisteminde de sağlamak mümkün.
Bütün mesele güçler ayrılığını koruyacak, yasama, yürütme ve yargı
arasında eşitlikçi bir denge kuracak bir sistemi
oluşturabilmektir.
Ancak AKP’nin bugün bildiğimiz önerisi bunu değil, Recep Tayyip
Erdoğan’ın tek adamlığını hedefliyor.