Birbirimizi aşağı yukarı 40 yıldır tanıyoruz.
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ikinci sınıfında öğrenciyken Yankı dergisinde gazeteciliğe başladım. Bu meslekte öğrendiğim birçok şeyi de o dönemde Mehmet Ali Kışlalı’dan öğrendim.
Ertuğrul da genç bir üniversite hocası olarak dergiye çeviriler yapar, dergide hazırladığımız ve önemli bölümü gazete kupürlerinden oluşan haber dosyalarını okur ve yeniden yazardı.
O günden beri de arkadaşız, Hürriyet’e Genel Yayın Müdürü olduğu ilk yıllarda da ben de Genel Yayın Müdürü Yardımcısı idim, birlikte çalıştık.
Sohbet sırasında fark ettiğimiz şey şu oldu: Bunca yıldır birlikte yemek yedik, oturup sohbet ettik, yolculuklarda uzun zaman geçirdik ama hiç politika konuşmadık.
Filmlerden, okuduğumuz kitaplardan ya da yazılardan söz ettik. Seyahatlerimizi anlattık. Fenerbahçe’yi kurtardık.