CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın, özgür basından hoşlanmadığı bir sır değil.
O istiyor ki bütün gazeteler ve televizyonlar, havuzlar
marifetiyle kurulmuş yandaş medya gibi olsun.
Kimse onun sözünün üstüne söz söylemesin, kimse iktidar
uygulamalarını eleştirmesin.
En son da New York Times gazetesine taktı.
"Erdoğan Türkiye'sini" eleştirdiği için "edep dışı davrandığını"
söylüyor.
Dedim ya o uslu gazeteleri ve gazetecileri seviyor, bunun dışına
çıkar da küçük de olsa bir eleştiri yaparsan "edep dışına çıkmış"
oluyorsun.
Ve basın özgürlüğüne bakışını ele veren şu sözü söylüyor:
"Ya sen bir gazetesin haddini bileceksin."
Gazetenin geçmeyip, duracağı sınırı çizecek olan da kendisi
tabii.
Şu sözlerine bakın: "Sen kimsin ya. Sen ABD yönetimine böyle bir
şey yapabilir misin. Anında gereğini yaparlar. Böyle bir şey
yok."
Evet bayım, Amerika'da da, dünyanın gerçek demokrasilerinde de
gazeteler yönetimlerine "böyle şeyler" yaparlar.
Unutmayın ki orada Başkan Nixon'u istifa etmek zorunda bırakan
Watergate skandalını bir gazete çıkardı. Pentagon belgelerini,
"Haddini bil" dediğiniz gazete yayınladı.
Tabii oralarda basın özgürlüğü üzerinde baskı kurmak için vergi
memurlarını gazetelerin üzerine salmayı akıl eden yöneticiler
yoktu.
Öyle biri çıksaydı da dünyayı başına yıkarlardı, oralarda bizim
buralar gibi dönmüyor işler.
Ve aynı konuşmada başkanlık sistemi getirilir de başkan olabilirse
ne yapacağını da ortaya koydu:
"Yeni anayasa ve başkanlık sistemi bu darbecilerin önlerinin
ebediyen kesilişinin ilanı olacaktır."