ÖNCE Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ensar Vakfı
Kongresi’nde söylediği şu sözleri not etmek istiyorum.
“Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir. Sosyal ve kültürel
iktidar ise başka bir şeydir. Biz 14 yıldır kesintisiz siyasi
iktidarız ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda
sıkıntılarımız var. Medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka
kadar pek çok alanda hâlâ en etkin yerlerde ülkesine ve milletine
yabancı zihniyetteki kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu
biliyorum. Bu durumdan da büyük üzüntü duyuyorum. Dün hedefimiz
belki sadece bir avuç inançlı, imanlı, bilgili, birikimli nesil
yetiştirmekti. Bugün ise hem bulunduğumuz yer çok farklıdır, hem de
hedeflerimiz çok çok farklıdır. Elimizde böyle bir imkân varken,
hâlâ pek çok yeri boş bırakıyor olmamız aklın ve vicdanın kabul
edebileceği bir durum değildir. Biz 80 milyon insanın tamamına
ulaşmayı hedefleyen bir hareketiz. Bunun farkında olmamız
gerekir.”
Cumhurbaşkanı, bir yandan “80 milyon insanın tamamına ulaşmayı” hedefliyor, diğer yandan “medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda” başarılı olmuş kişileri “ülkesine ve milletine yabancı zihniyet” olarak ötekileştiriyor.
Önce şunu söylemeliyim ki İslamcı kadrolar içinde de yüksek entelektüel birikime sahip, yaratıcı kişiler var.
Ama belli ki Cumhurbaşkanı’na bu yetmiyor, hepsini istiyor.