ÖZGÜR Suriye Ordusu'nun, TSK'nın desteğiyle Cerablus'u IŞİD'den geri alması ve bu operasyon sırasında da askerlerimizin bir kayıp vermemiş olması kuşkusuz ki önemli.
Böylece IŞİD ile sınır komşuluğumuz da sona ermiş bulunuyor, bunun da hayırlı bir iş olduğuna kuşku yok.
Gerçi sınırımızın “sağlamlığı” konusu biraz tartışmalı, şeriatçı militanlar bu sınırdan yıllardır istedikleri gibi girip çıkabiliyorlar ama olsun. IŞİD ile komşu olmamak iyidir!
Cumhurbaşkanı, bu harekâtın sadece IŞİD’e değil, sınırımızın güneyinde Akdeniz’e kadar bir “Kürt koridoru” yapmak isteyen PKK-PYD’ye karşı da olduğunu söyledi.
Çünkü şu anda Türkiye’nin en büyük endişesi, Kuzey Suriye’de, Kuzey Irak’ta olduğu gibi bir Kürt özerk bölgesinin oluşması ve bunun da Kuzey Irak’taki gibi devletleşmeye yönelmesi.
Eskiden biliyorsunuz Kuzey Irak’ta da böyle bir işe karşıydık ama görüyorsunuz Barzani, tam da Cerablus harekâtının başladığı gün Ankara’da resmi ziyaretteydi, yabancı devlet adamlarına uygulanan protokol ile ağırlandı.
Demek ki bugün karşı çıktığımız bir şeye, yarın karşı çıkmayabiliyormuşuz, bunu bir kenara not edelim. Suriye ile Türkiye’nin komşu olduğu sınırın iki yakasında Kürtler ve Araplar yaşıyor, Türkmenleri de unutmayalım elbette.
Onlar ile sınırın bizim tarafımızda kalan köylerde, kasabalarda yaşayan Kürt, Türkmen ve Araplar birbirinin akrabasıdır.
Sınır çizilirken Batılı emperyalistler öyle uygun görmüş, aileleri, aşiretleri bölüvermişler.
Yani aslına bakarsanız Suriye sınırımızın güneyinde yaşayanlar da “kardeşimiz”!
Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşlarıyla akrabalık bağları var, oğlan verip kız almışlar vs.