CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Çin'de düzenlediği basın toplantısında mülteci sorununa da değindi.
“Batı ülkelerinin bilhassa sığınmacı sorununda takındıkları güvenlikçi ve ırkçı tavır insanlık adına utanç vericidir” dedi.
Irkçılık, hangi konuda ortaya çıkarsa çıksın, insanlık adına utanç verici bir suçtur, buna kuşku yok.
Milliyetçi–İslamcı söylemleri kolaylıkla ırkçılığa doğru kayan bazı AKP’lilerin Cumhurbaşkanı’nın bu sözünü kulaklarına küpe yapmalarını öneririm.
Ancak Batı’nın, mülteci konusuna “güvenlikçi” bir bakış ile yaklaşmasının neden eleştiri konusu yapıldığını anlayamadım.
Keşke Türkiye de mülteciler sorununa olan insani yaklaşımına bir de bu güvenlikçi bakışı ekleyebilseydi.
Hem insani bir tutum içinde olmak hem de ülkenin ve vatandaşlarının güvenliği konusunda hassas davranabilmek mümkündür çünkü.
Böyle olabilseydi, şeriatçı militanlar Türkiye’de cirit atamazlar, masum insanları katledemezlerdi.
Bu eksikliğin yol açtığı ekonomik zararları ise saymıyorum bile.
Cumhurbaşkanı’nın mülteciler konusunda Batı ülkelerini suçlaması ilk kez olmuyor ve doğrusunu isterseniz bu konuda çok haksız da sayılmaz.
Batı’da ırkçılıktan ve İslamofobiden kaynaklanan bir direnç olduğunu tartışmak bile gerekmez ve kendisine “medeniyim” diyen milletler ya da bireyler böyle bir tutumdan utanç duymalıdır.
Ama farkındaysanız Cumhurbaşkanı, bu nedenle zengin Arap ülkelerini hiç suçlamıyor.
Suudi Arabistan ve Katar, bugün Suriye’de ortaya çıkan korkunç tablonun mimarları arasında sayılırlar ama bir tane bile mülteci aldıklarını duymadık.
Üstelik, Suriyeli göçmenlerin bu ülkelere uyum sağlamaları, Batılı ülkelere göre daha da kolay.