CİZRE ve Silopi'yi sokağa çıkma yasağı başlamadan önce terk eden vatandaşlarımızın görüntüleri size neyi hatırlatıyor?
Suriye içsavaşının başladığı ilk günlerdeki görüntülerden ne farkı var?
PKK’lılar otomobili olanların anahtarlarını da ellerinden
aldıkları için yaya olarak yaşadıkları kentleri terk
ediyorlar.
Binlerce insan, ellerinde taşıyabilecekleri çantalara
doldurabildikleri birkaç parça eşyayı alarak, hayatlarını terk
etmek zorunda kaldılar.
Bir bölümünün gidecek yeri vardır elbette, yakın akrabalar,
tanıdıkların evlerine sığınacaklar.
Öyle bir olanak bulamayanların başlarını bu kış kıyamette nereye
sokacakları da belirsiz.
Bu görüntünün bir tek nedeni var: PKK’nın, “özyönetim” ilanı ile,
savaşı yeni bir aşamaya geçirmek ve kentlere yaymak isteği.
Halk bu nedenle perişan oluyormuş, masum insanlar ölüp gidiyormuş,
umurlarında bile değil.
Kentlerin sokaklarına hendekler kazarak, barikatlar inşa ederek,
insanların yaşadıkları evleri mevzi olarak kullanmak için
aralarındaki duvarları yıkarak ilan ettikleri “özyönetim” süresince
sayısız genç militanını kaybetmesi de örgütün umurunda değil.
Şehit olan polisler, askerler de!
Bölgede yaşayan halkı zorunlu canlı kalkan haline getirmek gibi
alçakça bir tezgâhın da içindeler.
Bunun hiçbir sonucunun olmayacağının, bu girişimle bir şey elde
edemeyeceklerinin elbette farkındalar.
İstedikleri iki halkın demokrasi içinde birlikte yaşama iradesini
parçalamak, yok etmek.