CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Mezhep fitnesi bir kez daha İslam dünyasını sarsıyor.
Bunu bir üst akıl idare ediyor. Mesele nedir? İslam dünyasında bir mezhep çatışması olsun ve İslam dünyası kendi içinde paramparça olsun” dedi.
Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de yaşananların bunun eseri olduğunu
söyledi.
Yani “bir üst akıl” öyle dümenler çeviriyor ki Müslümanların
birbirlerine girmesini sağlayarak borusunu öttürebiliyor!
Bu “üst akıl” belli ki çok akıllı olmalı. Acaba kim
olabilir?
Amerika mı, Avrupa Birliği mi, Almanya mı? İngilizlerden de
şüphelenmek gerek tabii. Rusya’yı, Çin’i filan da
unutmayalım.
Siyasi meşrebinize göre bunlardan birisini
işaretleyebilirsiniz.
Eğer komplo teorileri geliştirmek konusunda yeteneğiniz varsa,
bunların aralarında gizli ittifaklar kurarak bu işi yapıyor
olabileceklerini de düşünmeniz mümkün olur tabii.
Ama bunların hiçbiri bugünkü sorunu anlamayı sağlamaz.
Çünkü sorun “üst akıl” ile filan ilgili değil, doğrudan doğruya
Müslüman toplumların bugün içinde bulundukları durumlarla
ilgilidir.
Cehalet ve hurafelerin dini inanç kılığına sokulmuş olması ile yola
çıkarsak, sorunu anlamak da kolay olur.
Anlayamadığınız sorunu da çözemezsiniz, önce anlamak
gerekir.
İslam dünyası neden geri kaldı? Neden İspanyolcada bir yılda
basılan kitap sayısı, son yüzyılda Arapça basılan eserlerden daha
fazla?
Neden İslam dünyasının büyük bölümünde tiranlar, diktatörler hüküm
sürüyor?
Acaba onların kendi iktidarlarını korumak için dini bir araç olarak
kullanmalarının payı, “üst akıl” denilenler kimlerse onların
payından daha fazla olabilir mi?
Sorunu çözemeyince, suçu görünmez bir varlığın üzerine yıkmak bütün
Müslümanlara
daha mı kolay geliyor acaba?