MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’yı
ihlal ettiğini düşündü ve bu ihlali meşru hale getirecek bir
Anayasa değişikliği için AKP ile anlaştı.
Bunu biliyoruz. Peki, seçildiği ilk günden beri Anayasa’yı ihlal
etmekte sakınca görmeyen Cumhurbaşkanı’nın yeni anayasaya uyacağını
kim garanti ediyor?
Hatırlayalım: Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı seçildiği gün partisi
ile ilişkisini kesmesi gerekiyordu, kesmedi. Partisinin kongresine
hem genel başkan hem de seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak girdi.
Tarafsızlık yeminini tutmadı. Partisi için seçim mitingleri bile
yaptı. Hükümetin bütün işlerine bizzat dahil olması da
ekstrası.
Yani, Cumhurbaşkanı, Anayasa değişikliği önerisinde de birçok yerde
geçtiği gibi “gerekli gördüğü her anda” Anayasa’yı ihlal etmekten
kaçınmadı.
Yeni anayasaya uyacağının garantisi nedir?
Şimdi diyebilirsiniz ki “Kendi yaptırdığı Anayasa’yı niye ihlal
etsin?”
O zaman gelin, Anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanı’na verilen
yetkilere bir bakalım, kararı öyle verelim.
Anayasa değişikliği bu haliyle gerçekleşirse, Cumhurbaşkanı,
Anayasa’da açıkça kanuna gönderme yapılmayan her konuda kararname
çıkarma yetkisine sahip olacak.
Bakanlıklar ile ilgili her türlü düzenlemeyi yapabilecek, illeri
birleştirebilecek, istediği yeni iller kurabilecek.
Herhangi bir yetki yasasına ihtiyaç duymadan Cumhurbaşkanlığı
Kararnameleri aracılığıyla ülkeyi yönetecek. Yönetmelikleri
değiştirebilecek, yenilerini çıkarabilecek.
Kanun gücündeki kararnameler ile memleketi yönetirken de alıştığı
gibi “gerekli görürse” Anayasa’yı yine takmayacak.