Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet Gazetesi

Yalancının mumu buraya kadar!

STAR Yayın Grubu Başkanı ve Şems Ethem Bey'in kuzeni Murat Sancak'a yapılan saldırının bir terörist faaliyet olmadığı, "mafya usulü bir uyarı" olduğu aslında ilk günden beri belliydi. Dört kişi, bir...

19 Ekim 2015 | 3.333 okunma

STAR Yayın Grubu Başkanı ve Şems Ethem Bey'in kuzeni Murat Sancak'a yapılan saldırının bir terörist faaliyet olmadığı, "mafya usulü bir uyarı" olduğu aslında ilk günden beri belliydi.

Dört kişi, bir aracı durdurup, 20 küsur mermi sıkacak ve bunlardan bir tanesi bile araçtaki üç kişiden birine (sürücü, koruma ve Murat Bey) denk gelmeyecek!
Tabii Sancak'ın otomobili daha önce nefesi kuvvetli bir hocaya okutturulduysa orası başka!
Şems'in kuzeni çıkmış televizyonda bununla ilgili maval okuyor: Tam o sırada kapıyı açmış, kurşun dibinden geçmiş, cama gelmiş, başını eğmiş, arabanın arkasına dolanmış filan!
Şimdi ortaya çıkıyor ki bu kişiler bir tür mafya organizasyonunun adamları ve dedikoducuların yalancısıyım, kumar borcu ya da başka bir nedenle Sancak'a gözdağı vermek istemişler.
Emniyet'in açıklaması bunu gösteriyor, buyurun okuyalım:
"Saldırıyı gerçekleştirenlerin 3 kişi oldukları ve ilimizdeki "kriminal" bir grupla iltisaklı kişilerden oldukları anlaşılmıştır."
Bu eski Türkçe merakı belli ki polisimizi de sarmış ama bari doğrusunu öğrenselerdi ve yazsalardı demek zorundayım. "İltisak", kavuşma, birleşme, bitişme anlamına gelen bir kelime, "iltisaklı" yerine "bağlantılı" deselerdi daha doğru bir cümle kurmuş olacaklardı.
Konumuza dönelim: Bu olayın en başından beri garipliklere tanık olduk.
İstanbul Emniyeti'nin bu saldırganları MOBESE ve güvenlik kamerası kayıtlarından takip edip bulması işten bile değildi. Biliyoruz ki İstanbul Emniyeti bu konuda son derece başarılı.
Ama aradan aylar geçmesine rağmen, Sancak'a saldıranlar bulunamamıştı.
Sonradan öğreniyoruz ki polis bu kişileri daha o günlerde hemen tespit etmiş ama bir türlü gidip yakalayamamış.
Nedenini tahmin edebilirsiniz, belli ki ellerini tutan bir üst makam olmuş!
O üst makam savcı mıdır, İçişleri Bakanı mı, Başbakan mı, Cumhurbaşkanı mı bilemem.
Ancak polisin bu kişilerin kimliklerini daha o günlerde tespit ettiğine ama yakalamasına engel olunduğuna artık kuşku yok.
Savcı Bey, soruşturmayı genişletiyormuş, işin bu yönüne doğru da bir "genişleme" yapmasını öneririm.
Saldırganların o vakit gözaltına alınması neden engellendi meselesi ise elbette bundan bir siyasi rant elde etme hevesi ile açıklanabilir.
Cumhurbaşkanı'nı bile kandırdılar, bunun bir siyasi saldırı olduğuna inandırdılar. Bu nedenle olay daha sıcakken bu kişiler yakalanmış olsaydı, iyi olmayacaktı.
Bu işi zamana yayarlarsa çözebileceklerini zannettiler ve daha da beter yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Şimdi de olanca yüzsüzlükleriyle kendi kanallarında maval okuyorlar: Bu saldırı Doğan Grubu ile "Paralel'in" işiymiş!
Doğan Grubu ile bu işi ilişkilendirme girişimine kargalar bile ters taraflarıyla güler, onu geçiyorum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Birisini kendinize kaç günde âşık edebilirsiniz? 16 Eylül 2018 | 2.511 Okunma Aşk olmaz ise Mualla! 09 Eylül 2018 | 2.266 Okunma Bodrum Belediye Başkanı’ndan gürültü sorununa büyük çözüm Eve gitme tarihlerine sınırlama! 02 Eylül 2018 | 2.169 Okunma Evlilik hesaba kitaba gelir mi? 26 Ağustos 2018 | 4.242 Okunma Üst aklın hıyanet merkezine girdim! 19 Ağustos 2018 | 516 Okunma