AVRUPA Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, bir grup
akademisyenin yayınladığı bildiri üzerinde Türkiye'de koparılan
fırtına ile ilgili olarak şunu söyledi:
“Hükümet yetkilisi ya da siyasetçi olarak bu görüşe katılmasanız
bile doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi söylemek akademik
özgürlüktür. Üniversitelerinizde bin tane terörist ya da terörü
destekleyen akademisyen olduğunu sanmıyorum.”
Önce Kati Piri’nin şu sözlerini de aktarayım ki “Avrupalılar PKK
adına konuşuyor” gibi abukluklar söylenmesin:
“Türkiye’nin terör ile mücadelesini kimse sorgulayamaz.”
Piri’nin akademisyenlerin bildirisi ile ilgili sözleri, medeni dünyanın kabul ettiği ve varlığını tartışma konusu dahi edemeyeceği fikir özgürlüğünü tanımlıyor.
Hükümet yetkilileri ve politikacıların katılmadığı düşünceleri açıklamak da bir haktır, bunu teslim ediyor.
“Üniversitelerinizde bin tane terörist ya da terörü destekleyen akademisyen olduğunu sanmıyorum” sözleri de bugün içinde bulunduğumuz hukuksuzluğun tanımını yapıyor.
Bu ülkede arkadaşlarına destek için saçlarını kestiren üniversite öğrencileri bile terör örgütü kurmak, üye olmakla suçlanıp yargılandı.
Türkiye’de en kolay suçlama bu.
Çünkü savcılar biliyorlar ki böyle bir suçlamayla sanığı yargıcın karşısına çıkardığında tutuklama artık neredeyse kesin bir uygulama.
Aslında takibata bile uğramaması gereken insanlar, böyle suçlamalarla suçsuz yere hapishanede yatıyorlar.
Ve şimdi bu ülkede bir “sivil demokratik anayasa” yapılacağından söz ediliyor.
Hep bunu merak ediyorum, kim bilir kaçıncı yazışım: