BÖYLE bir yazıyı yazmak aslında aklımdan bile geçmezdi.
Claude Levi-Strauss'un "Hepimiz Yamyamız" isimli kitabını
okuyordum ve bu başlığa da o kitapta rastladım. (Metis Yayınları,
Çeviren: Haldun Bayrı.)
Levi-Strauss'un 1989 ile 2000 yılları arasında İtalyan La
Repubblica gazetesinde yazdığı denemelerden oluşan bir derleme bu
kitap ve yazılardan birinin başlığı da bu.
Levi-Strauss, bu yazısında Vaşağın Hikâyesi isimli, Amerikan
yerlilerine ithaf ettiği kitabını tanıtıyor.
O yazıyı okurken bir yazarın kendi kitabı ile ilgili bir eleştiri
yazmasının ne kadar güç olduğunu fark ettim, daha önce böyle bir
fikir aklıma bile gelmemişti.
Ve bunu kendimde denemeye karar verdim, bakalım ne kadar objektif
bir eleştiri olacak?
Böyle bir eleştiri yazmayı planlayarak bilgisayarımın başına
oturmadığım ve daha önce bunu hiç düşünmediğim için yazının bu
aşamasında bilemiyorum bunu.
Yazıyı sonuna kadar okuma sabrınız olursa, buna sizler karar
vereceksiniz.
Geçtiğimiz hafta, Hürriyet'te cumartesi günleri yazdığım yazıların
bir bölümünü içeren bir kitabım yayınlandı.
Kitabın adı, içinde yer alan yazılardan birinin başlığı: Aşktan
Sonra Hayat Var mı?
Ka Yayınları'nın Yayın Yönetmeni Emrah Akkurt'un fikriydi böyle bir
kitap yayınlamak.
Bütün yazıları ona verdim, o içinden bir grup yazı seçti ve kitap
böylece yayımlandı.
Ayşe Arman da kitap ile ilgili olarak benimle bir söyleşi yaptı,
Cem Talu fotoğrafları çekti, eğer Hürriyet Pazar'ın editörü
röportajı beğendiyse, ki bunu sormaya cesaret edemedim, yarın
Hürriyet Pazar'da bu söyleşiyi okuyabilirsiniz.
Gazete köşe yazısının, basıldığı ürünün temel fonksiyonunu devam
ettirmesi, onu tamamlaması gerektiğini düşünürüm.
Gazete, bir enformasyon kaynağıdır. Haber ve bilgi iletir.
Köşe yazısının da kendisini bu sınırlar içinde tutması gerektiğini
düşünürüm ve yazılarım da bir haber ya da bilgi üzerine yapılmış
yorumlardan ibarettir.
Bu açıdan bakınca, gazete yazılarının bir kitapta toplanması saçma
geliyor bana.
Bugün için gazetenin bir günlük ömrü ile sınırlı o yazıların değeri
çünkü.
Evet, ileride tarih yazılırken, tarihçiler bunlardan da
yararlanacaklar belki ama bugün oturduğum yerden baktığımda dün
yazdığım yazının hızla bayatladığını da fark ediyorum.