ADVOCAAT, lige verilen arada ilk maçların hep çok zor olduğunu
söylemişti. Dediği gibi de oldu.
Bu maç, Fenerbahçe’nin önümüzdeki ikinci yarı boyunca karşılaşacağı
temel sorunun ne olduğunu da gösterdi.
Topu rakibe bırakarak, hızlı karşı ataklarla önemli puanlar almayı
bildiler. Bu kez hızlı karşı atak oyunu oynayabilen, doğru paslar
atabilen ve rakibi iki – üç oyuncuyla sıkıştırabilen bir takıma
karşı ezberleri bozuldu.
Adanaspor ilk yarıda üç kere böyle hızlı çıkma olanağı yakaladı ve
iki gol de buldu.
Mehmet Topal’ın sakatlandığı an beklediğim şey Alper’in oyuna
girmesiydi.
Ligin zayıf takımlarından birine karşı üç defansif orta sahayla
oyuna başladıktan sonra, o defansif orta sahanın merkezindeki adam
sakatlanınca olması gereken oydu.
Ama Advocaat, beklenmeyeni yaptı, Karavaiev’i oyuna aldı, Aatif’ı
merkeze çekti.
Normal olarak kendi sahanda oyuna başlarken kurabileceği bir
düzendi, bunun için sakatlığı niye bekledi, anlayamadım.
Aatif tercihini tartışabiliriz tabii, Alper ile başlayabilirdi
çünkü.
Fenerbahçe’nin temel sorunu oyunu ileriye itemiyor olması.
Lens bir şeyler yapabilirse ne ala, yoksa topu şişir, geri gelsin,
şişir bir daha gelsin, Fernandao o arada vurabilirse ne ala!
Bu şampiyon olacak bir ekibin oynaması gereken bir plan değil.
İlk yarının sonu itibariyle şunu söyleyebilirim: Fenerbahçe için
lig üçüncülüğü iyi sonuç olur.
TUTARLILIK LÜTFEN
MAÇIN hemen başında ceza sahasının içinde Josef de Souza’ya bir
faul yapıldı. Ceza sahası içinde olduğu için penaltı olmalıydı. Ama
maçın hakemi devam ettirdi.
Bundan üç dakika sonra yine De Souza’ya, bu kez ceza sahasının
dışında aynı faul yapıldı. Maçın hakemi düdüğü çaldı tabii.
Hep bunu söylüyorum: Hakem hata yapabilir. Önemli olan kararlarında
istikrarlı ve tutarlı olmasıdır.
Ceza sahası içinde devam ettiriyorsan, orta sahada da ettir. Orta
sahada faul düdüğü çalıyorsan, ceza sahası içinde penaltı
olmalıdır.