Barzani aynen bizdeki kaküllü Figi gibi…
Sırtını İsrail terör devletine yaslıyor ve bunda da hiçbir sakınca görmüyor. Keleşleri bize çevirmesini iyi biliyor. Lisanı halle, “İsrail sizi tükürüğüyle boğar” diyor.
Aslında bir yönüyle KK’yı da andırıyor diyebiliriz. Yetersizliklerinin, başarısızlıklarının, arızalı siyasi kariyerinin ezilmişliğinden, külfetinden, yükünden böyle kurtulacak işte! KK’nın partisine yaşattığı “yenilgi üstüne yenilgi” sonrasında, atlet şovlu ve VIP karavanlı, bulgur pilavlı “Adalet yürüyüşünü” icat etmesi gibi Barzani de “yolsuzluklarla” batağa saplanmış şu sefil siyasi kariyerini yeni bir yenilgi ile noktalamak istemedi... Kendince biraz gündem olmak, alkış toplamak istedi bence… Şahin Kuzey Irak’lıların kahramanı olmak!
Yoksa “bağımsızlık” falan hikâye… Bu işin sonunda bağımsızlık falan kazanmayacağını adı gibi biliyor! Zira Barzani’nin referandum çıkışı sonrasında Kuzey Irak olsa olsa “kukla” devlet olur. Boynundaki altı köşeli yıldız tasmasıyla bağımsız değil, bilakis Siyonizm tarafından evcilleştirilip İran ve Türkiye gibi sınır komşularına tehdit unsuru olarak kullanılmak üzere İsrail’in arka bahçesinde bağlanan bir İsrail köpeği olur. Türkiye’nin çeşitli diplomasi kanallarıyla ifade ettiği gibi bu “zıp çıktı” referandum, Barzani’nin sonu olur.
Bizim mahallenin kimi sevgi pıtırcıkları diyor ki, “Referandum, o bölge halkının yorumlaması gereken bir karar” yani Türkçesi “bize ne Kuzey Irak’tan?”
Hakikaten Kuzey Irak’ta yapılacak olan referandumun, Barzani’nin şark kurnazlığının tezahürü olduğunu sanacak kadar saf mı bunlar? Barzani’yi şeytanlaştıran PKK ve türevlerinin bu referanduma destek vermelerini garipsemiyor mu? İngiltere ve ABD’nin gerçekten “hayır” dediği bir referandum ikliminde, PKK denilen taşeron örgüt “evet” diyebilir mi?