Gören de bunları hakikaten Kürtlerle ilgili “özgürlükçü” fikirleri olan birileri zanneder. Kürtlerin “bağımsızlığı” ile ilgili bir dertleri olduğunu…
Bireyselleşmiş, özgürlükçü, bağımsız bir hukukçu veya siyasetçi bakış açısıyla Ortadoğu meseleleri hakkında beyin fırtınası yaptıklarını…
Hani Ağrı’da, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge baro başkanları bir araya gelince, bir sinerji meydana geleceğini falan düşünecek kadar romantik beklentileri olan biri olmasam da iler tutar yanı olan bir deklarasyon beklerdim açıkçası…
Ne bileyim… En azından dış istihbarat servislerinin ağzına bakarak, papağan gibi onların iddialarını tekrarlayan, dahası bunun stratejik bir düşünce olduğunu varsayacak kadar da komik duruma düşen, “sahibinin sesi” bir duruma düşmeyebilirlerdi. Böylelikle saygı uyandırabilirlerdi…
Olmadı ama… O kadar kerli ferli adam bir araya gelse de “düşünce koordinatlarını” sınır ötesinden alan, klişe bir grup psikolojisiyle karar almayı tercih ettiler. “Saplantılı, peşin fikirli bir grup psikolojisiyle” tek tip bir gürültü çıkarmaktan öte bir fonksiyon icra edemediler.