“Elif Şafak, edebiyatın Serdar Ortaç’ıdır.” Bu yönüyle bir tür Popcorn edebiyat veya fast food edebiyat akımının öncüsü sayılabilir. Ayyynen Popcorn gibi piyasaya sürülür sürülmez çata-pat patlatılan kitapları, edebi değeri olmayan, “arak”, “tırtık” olayıdır çünkü…
Edebiyatın yüz karası “intihal” ayıbını zimmetine geçirip bir de pişkin pişkin piyasaya süren Elif Şafak’tır. Pişkinlik ne kelime… Bildiğin yanmaz yapışmaz teflon suratlıdır…
O kadar ki Konya’ya uzayıp, Melahat Ürkmez’den aldığı Mevlâna bilgisiyle, Ahmet Ümit’in Bab-ı Esrar’ındaki hikâyeyi kendi sığ kelime dağarcığıyla uyarlayıp “Aşk” diye millete sokuşturabilir.
Habertürk’teki telifli yazılarını ikinci kez ısıtıp, Şekerpare… Şemspâre diye millete kakalayabilir…
Ay sonradan Şemspare’nin kapak tasarımı da “aşırma”, “tırtıklama”, “araklama”, “intihal…” -artık hangi ifade hoşunuza giderse- olduğu ortaya çıkmışsa ne olmuş yani?