Kendi tarihimizi yanlış, eksik, taraflı öğrenmişiz. Sadece 150-100 yıl önce yaşananları değil, yakın tarihte olanları bile devletimiz ve medya nasıl uygun gördüyse öyle bellemişiz. Bu ortamda herkes kendine uygun yorum ve bilgiyi alıp “tarihi gerçek” diye sunuyor.
Türkiye’nin “onurunu” kurtaracağız, dikkatleri başka yere çekeceğiz derken yıllar yılı 18 Mart tarihinde kutlanan Çanakkale Savaşları’nın yıldönümü kutlamalarının 24 Nisan’a alınması da böyle bir hamle.
Peki, tarihi çarpıtmaya daha ne kadar devam edeceğiz?
Hayır; 100 yıl önce, hatta 20 yıl öncesine kadar belgeleri, tanıklıkları yok etmek kolaydı. Artık değil. Dolayısıyla tarihi yeniden yazma, çarpıtma hamleleri ancak mizah malzemesi oluyor.
Her şey bir yana, Çanakkale’de can veren onca askeri siyaset malzemesi yapmak, onların anılarına saygısızlık değil mi?
18 Mart’tan 24 Nisan’a
Üst düzeyde kutlamalar, anmalar yapılırken bari doğrusunu öğrenmek için çaba sarf edelim.
Mesela 18 Mart, savaşın ne başladığı, ne de bittiği tarih. Tarihçilere göre 18 Mart 1915, Osmanlı ordusunun yarımadayı başarıyla savunduğu ve İngiliz-Fransız donanmalarına ağır hasar verdiği ilk gün.
Zafer, çok sonra, 1916’da kesinleşti...
Hangi kaynağa bakarsanız bakın, Çanakkale savaşı kronolojisinde 24 Nisan tarihi boş. Zira kara harekâtının başlama tarihi, 25 Nisan. Bu tarihte karaya çıkarma yapan Anzaklar, Arıburnu’nda büyük direnişle karşılaştı ve o gün çok az ilerleyebildi.
25 Nisan’ın Türkiye tarihi açısından bir başka önemi, Yarbay Mustafa Kemal’in bu tarihte Arıburnu kuvvetler komutanı olarak görevlendirilmesi ve 16 Mayıs’a kadar Anzaklar’ın durdurulmasında çok kritik bir görev üstlenmesiydi.