Güya şirin, güya komik yapmaya çalışmışlar ama tam tersi
olmuş... Doğadan’ın “Kadınlar Ne İster?” başlıklı reklamı, had
safhada cinsiyetçi ve önyargılarla dolu.
Belki bazıları gülüp geçecek ama bence asıl sorun da burada. Zira
Doğadan reklamında kadınlar daima isteyen, bekleyen, tüketmekten
başka yapacak işi olmayan, tutarsız ve muhtaç yaratıklar olarak
resmediliyor.
Erkek seslendirmeci, erkek kafasını birebir yansıtan sığ cümleleri
kadınlar adına sıralıyor:
Kadınlar kaçmayan çorap, kırılmayan topuklu ayakkabı, daima 34
beden olmak istermiş...
Ayakkabı ister, çanta da ister, çok istermiş!..
Mükemmel erkek istermiş; şiir okusun ama bir de çanta alırsa
“kalpten” severmiş...
Günaydın mesajı atsan dalga geçermiş ama gece “Uyudun muuu” diye
mesaj atarmış...
Boş park yeri istermiş, yetmezmiş gibi “kendi kendine park eden
araba” istermiş.
Sağlıklı, bakımlı, alımlı olmak ister, yetmez güzel de yaşamak
istermiş!
Reklamı yapanın dünyası
Bak sen! Demek güzel yaşamayı istemek “yetmez” kapsamına giriyor.
Tabii burada “güzel”den kasıt “zengin” yaşam oluyor...
Sahi, bu reklamları yapan, onaylayan insanların dünyası bu mu? Eğer
öyleyse, hepsine yazık.
Neyse ki bizim dünyamız bu değil!
Kadınların ne istediği, “dünyanın en karmaşık sorusu” filan değil.
Madem çok merak ediyorsunuz, kadınların ne istediğini ve
istemediğini size tane tane anlatayım:
Kadınlar, her şeyden evvel eşit olmak ister.
Eşit işe, eşit ücret ister. Kararlarına saygı gösterilmesini
ister.
Kirli çamaşırdan bulaşığa, yemekten çocuk bakımına, eve ve aileye
ait tüm sorumlulukları paylaşmak ister.