Korkum o ki çocuklarımız, bilim kurgu filmlerinde suyun, temiz
havanın ve sağlıklı gıdanın peşinde helak olan bir insanlık
tasvirine her geçen gün yaklaşıyor.
Üstelik Dünya’yı kurutup gelecek nesillerin yaşam şansını
azaltanlar; uzaylılar, göktaşları, ölümcül virüsler veya yapay zekâ
değil. İnsan!
Rant ve iktidar uğruna kendi çocuğunun rızkını dahi gözden çıkarmak
nasıl bir gözü dönmüşlüktür?
Korkunç, fantastik diye seyrettiğimiz filmlerde, dizilerde cereyan
eden kötülüklere hiç şaşırmamalı. İnsan evladı, cehennemi her gün
kendi eliyle bu gezegende prova ediyor.
Akıl, mantık, estetik ve bilimden uzak, sadece kendi çıkarını ve
yakın çevresini kollayan bu zihniyetin farklı versiyonlarıyla her
an mücadele etmek durumundayız.
Karadeniz’de inşaatına başlanan “yaylaları birleştirme” projesi, de
sadece bölge halkına değil, bu ülkeye yapılacak en büyük
kötülüklerden biri…
Asıl olay madencilik
İronik bir şekilde adına “Yeşil Yol” denen bu ‘cin’ proje,
Artvin’den Samsun’a uzanan toplam 2600 km’lik bir otoban ağının
yapılmasını öngörülüyor.
Peki “Yeşil Yol”, neden Karadeniz’e yapılacak büyük kötülük?
1- Bata Avrupa’nn biyolojik çeşitlilik bakımından en değerli ve
acilen korunması gereken 100 orman içerisinde yer alan Fırtına
Vadisi olmak üzere, bölgenin ekosistemi geri dönülmez biçimde
bozulacak.
2- “Maksat, ulaşımı kolaylaştırmak, turizmi canlandırmak” dense de
işin içyüzünde, madencilik faaliyetlerinin rahatça hayata
geçirilmesi var.
3- Doğru, Karadeniz’in yaylaları ekoturizme uygun. Ancak turistler
otobüslerle, özel araçlarla rahatça gezsin diye böyle bir doğa
kıyımına girişmek, doğmadan ekoturizmi öldürmek demek.
4- Bugün isteyen, her yaylaya çıkmak için bir yol bulur. Bazı
yaylaların yolu gerçekten kötü. Maksat yerel halkın çilesini
azaltmaksa, varolan yollar iyileştirilir. Kilometrelerce beton
dökülmez.
Yeşil yola dur de