Bu kadar sabotaja, tahrike kaya olsa dayanamazdı. Ki muhatap
değil taş, alametifarikası esneklik olan, hükümetteki siyasi bir
partiydi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Kürt sorununda siyasi
çözümün riskini bu denli cesurca üstlendi. Bir yandan da bu iradeyi
devam ettirmek için kendisine oy veren farklı kesimleri bir arada
tutmayı başarması gerekiyordu. Dindarları, muhafazakârları,
Kürtleri, liberalleri, milliyetçileri vs.
Başardı da. Oyunu da korudu, Çözüm
Süreci'ne "taviz" hatta "ihanet" diyen askeri
ve sivil bürokrasinin, ulusalcı muhalefetin, milliyetçilerin, Gülen
çetesinin savaş konseptine direnmeyi de.
Ta ki bu yaza kadar...
Peki, ne oldu?
Cevap vermenize yoksul Kürt gençlerinin kanını mürekkep olarak
kullanan iç savaş koalisyonu medyasının yalanları yardımcı oluyor
mu gerçekten? "Saray'ın savaşı"ymış? Bak sen?
Tayyip Erdoğan içinde Kürtlerin de olduğu seçmenin yüzde 52 oyunu,
90'ların savaş denklemine direnerek almadı mı? Çözüm için baldıran
zehrini eline alırken, zehirlenmesinden başka temennide
bulunmayanlar mı ona bunu söylüyor?
"Ak Parti'nin 7 Haziran seçimleri sonrası yeni
taktiğiymiş!" 13 yıl boyunca 9 seçimden, milliyetçi-ulusalcı
muhalefetin isterik savaş nidalarına direnerek zaferle çıkan Ak
Parti'den mi bahsediyorsunuz?
Hani şu, kurulacak seçim hükümetinde HDP ile yan yana gelme riskini
kaosu engellemek için üstlenen tek parti mi o?