Önce Birleşmiş Milletler 29 Ocak'ta Cenevre'de yapılması
planlanan Suriye barış görüşmeleri için taraflara davetiyelerin
gönderildiğini duyurdu. Suriye'deki Kürt muhaliflerinin önemli
isimlerine de davetiye gönderilmişti. Ardından Rus haber kuruluşu
Sputnik, Suriye'de faaliyet gösteren PYD'nin de masada olacağını
iddia etti.
Bu iddialar üzerine Türkiye çok sert tepki gösterdi.
Tartışmaların ardından cuma günü Cenevre'de başlayan toplantı
ertelendi.
Neden olarak, Suriye muhalefetinin görüşmelere katılmaktan
vazgeçmesi gösteriliyor. 2 gün sonra nasıl bir formülün devreye
sokulacağını göreceğiz.
Sonuç ne olursa olsun, başta Rusya olmak üzere pek çok devletin
PYD'yi bir terör örgütünün uzantısı değil meşru ve yasal bir siyasi
parti olarak değerlendirmeye devam edecekleri açık. Öyle ki geçen
hafta sonu bir kısım "solcu" gazetecimizin çılgın
tezahüratlarıyla Türkiye'ye gelen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden
da PYD'yi PKK'dan ayırmak gerektiğini söyledi.
Oysa PYD de tıpkı PKK gibi bölgesel bir terör networkunun bir
uzantısı.
Şöyle ki bölgede birleşik Kürdistan hedefiyle örgütlenen Kürdistan
Topluluklar Birliği (KCK) tüm ülkelerde ayrı isimlerle
örgütleniyor.
Türkiye'deki kolunun adı PKK. PKK ABD, İran, Irak, Suriye ve Avrupa
Birliği tarafından terör örgütü olarak görülüyor.
KCK'nın İran'daki örgütlenmesinin ismi de Kürdistan Özgür Yaşam
Partisi (PJAK.) Ve yine KCK'nın İran kolu olan bu örgüt, ABD, İran
ve Türkiye tarafından "terör örgütü" olarak
tanınıyor.
Şimdi gelelim sorumuza, 3 kolundan ikisi, PKK ve PJAK nerdeyse tüm
dünya tarafından terör örgütü olarak tanınan KCK'nın Suriye kolu
PYD neden terörist yapı olarak kabul edilmiyor?
KCK'nın, PKK'nın, PJAK'ın ve PYD'nin tartışılmaz önderliği Abdullah
Öcalan değil mi?
Ee, o zaman?