ABD, kız çocuklarına yönelik cinsel saldırı, seks ticareti,
insan kaçakçılığı ağı oluşturma suçlamasından Metropolitan
Cezaevi'nde tutuklu olan milyarder Jeffrey Epstein'ın hücresinde
ölü bulunmasıyla çalkalanıyor.
ABD devletinin, bir hafta önce de intihara kalkıştığı için "takip
prosedürüne" aldığı ülkenin en ünlü pedofili suçlusunun kendini
öldürdüğünü açıklaması başlı başına skandal.
Ama daha önemlisi, ülkenin en zengin adamlarından olan Epstein
yalnızca bir suçlu değildi. O ülkeyi yöneten ünlü siyasilerin en
mahrem sırlarına vakıf bir şahitti de.
Epstein'ın, adı seks skandalına karışan Bill Clinton'dan tutun da
George W Bush ve Barack Obama'ya kadar pek çok siyasiyle yakın
ilişkileri bir sır değildi.
Hillary Clinton'ın kampanyasını destekleyen de oydu sadece
"konuşacağım" deyince bile bakan istifa ettiren de... Arap
şeyhlerinin ve Amerikalı siyasetçilerin sık sık ziyaret ettiği
'seks adaları'nın sahibi de Epstein'ından başkası değildi.
Ülkenin son Başkanı Donald Trump 2002 yılında New York dergisindeki
bir profilde bakın milyar dolarlık sapıktan nasıl bahsediyordu:
"Onunla birlikte vakit geçirmek çok eğlenceli. Benim gibi güzel
kadınları sevdiği ve bunların çoğunun genç olduğu da
söyleniyor."
CNN'in haberine göre cezaevinden kalp krizi geçirir halde hastaneye kaldırılan Epstein'ın ölümünden bir gün önce federal mahkemede hakkındaki yüzlerce sayfalık belgenin mührü açılmıştı. Ve incelenen belgelerde Epstein'ın birlikte iş yaptıkları ve yakın arkadaşları hakkında suçlayıcı yeni cinsel saldırı iddiaları olduğu belirtiliyor!
Ne tesadüf ama... *** İşin iğrençliği pedofili iddialarıyla sınırlı değil...
Asıl korkunç olan Epstein üzerinden patlak veren bu kirli ilişkiler ağının ABD siyasetini bir şantaj mekanizması üzerinden teslim aldığı iddiası.
"Komplo teorisi canım" diyenleriniz varsa, kendilerine bir dönem bu ilişkilerin anlatıldığı "Pizza Gate" skandalının ABD merkez medyası tarafından nasıl tiye alındığını hatırlatırım.
Mesele ciddi.
Unutmayın, paralel devlet girişimleri bir tek bize özgü değil.