ABD'nin muktedirleri yarım asırdan bu yana lider olarak yine iyi
idare ettiler. Bugüne değin beş kıtadaki gizli operasyonlarını dev
bütçeli yaratıcı kampanyalarıyla, ambargo, darbe ve işgal
tehdidiyle bir şekilde örtmeyi başardılar.
Yakalandıkları da çok oldu elbette. Ama hiçbir resimde 16 Temmuz
sabahı Türkiye'de çekildiği kadar net görüntülenmemişlerdi. Bu
çarpıcı kareler sayesinde, eskiden kalma pek çok flu fotoğraf da
gözümüzde netleşti.
Artık Fetullahçı darbe girişiminden tutun da PKK ve IŞİD terörüne
kadar azmettiricinin kim olduğundan en iflah olmaz
Amerikancılarımız bile şüphe duymuyor... Bölgeye yeniden
gelmelerinin, PKK'yı ve onun Suriye kolu PYD'yi desteklemelerinin
IŞİD'le mücadele için olmadığını anlamayan kalmadı...
ABD'nin PKK'nın Suriye koluna havadan yaptığı silah
yardımlarının... PYD üniforması giymiş ABD askerlerinin...
Teröristlerin TSK operasyonlarına karşı ABD bayrağını kalkan olarak
kullanmasının nasıl bir ortaklığın resmi olduğunu herkes
görüyor.
Nihai hedefin, Türkiye'nin stratejik konumunu talileştirecek,
enerji hatlarını ABD için güvenli hale getirecek, doğu ve güney
illerimizi içine alan bir PKK devleti olduğunu biliyoruz.
Peki, nasıl olacak bundan sonra? Herkesin kafasında bu soru
var.
Ulusal güvenliğimize, ekonomimize, stratejik konumumuza ve
geleceğimize yönelik açıkça tehlikeli planlar yapan ve hatta
uygulamaya koyan bir dünya devinin "düşmanlığını" kaldırabilir
miyiz?
O şaşaalı rakamlara, Batı devletlerini dev aynasında gören aşağılık
kompleksinden mustarip diplomatiklerin gözdağı vermelerine,
öğrenilmiş çaresizliğin tekrarlarına aldırmayın siz.