Seçimleri kazanmanız için potansiyel destek tek başına yeterli
değil. Aynı zamanda içinde yarıştığınız sistemin işleyişini de göz
önüne alarak bir kampanya örgütlemeniz gerekiyor.
Örneğin Trump, ABD başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton'dan daha
az oy almasına karşın, seçim sistemini akıllıca kullanarak
kazandı.
Bizdeki siyasi aktörler de, 24 Haziran seçimleri öncesi bu bağlamda
bir takım taktikler deniyorlar.
Örneğin muhalefet cephesi, Gül'ün ortak adaylığı formülünü hayata
geçiremeyince ve güçlü başka bir aday da bulamayınca ilk tura
mümkün olduğunca çok adayla girme hedefine yöneldi.
Böylelikle, seçmenin son tahlilde tercih edeceği güçlü rakiplerinin
ilk turda işi bitirmesini engelleyeceklerini düşünüyorlar. İkinci
turdan umutları ise, gücünü sorgulattıkları rakiplerinin
yenilebileceğine dair algının, dalga halinde seçmene
hissettirilmesi.
Muhalefetin taktiği tutar mı tutmaz mı göreceğiz. Ancak kendi
içinde bir mantığı olduğu ortada.
Son günlerde iktidar çevrelerinde sık sık dillendirilen ve dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da değindiği bir "taktik" var ki, akıllara zarar.
Siz de duymuşsunuzdur, "Cumhurbaşkanlığı'nda Erdoğan'a, milletvekili seçimlerinde başka partiye oy verelim" taktiğinden söz ediyorum.
Bu reflekse gerekçe olaraksa, Erdoğan'ın partiden uzak olduğu Cumhurbaşkanlığı döneminde, AK Parti'de yaşanan "sallantılar" gösteriliyor. Seçmenin partiye "kendine gel" uyarısı yapması gerektiği söyleniyor.
Ne var ki yöntemin, yeni sistemde desteklenen adaya da partisine de ülkeye de bir faydası olmayacağı ortada.
Zira taktiğin tutması, seçilerek icracı bir pozisyona yükselecek olan cumhurbaşkanın önünün parlamentoda kesilmesinden başka bir sonuç doğurmaz...
Hızlanması öngörülen sistemin, en ufak bir icraat önerisinde kilitlenmesine neden olur...
Kısacası denge değil köstek vazifesi görürür. *** İşin asıl garip olan yanı ise, "Erdoğan'la AK Parti'nin ayrıştırılması"olarak tarif edebileceğimiz bu aklın sahipleri muhalefetten değil... Bizzat, Erdoğan taraftarı olduğunu söyleyenler.
Öyle ya, seçmen Erdoğan'ın partisinden ayrı tutulma çabalarının doruk yaptığı 7 Haziran sürecinin neler getirdiğini ve götürdüğünü gördü. Yeniden terör ve darbeyle geçen o karanlık günleri vaat eden bir kısım AKP'linin çoktan muhalefete geçtiğinin de farkında.
Dolayısıyla, aklı başında bir AK Partili'nin, hareketin bekası için böyle bir öneride bulunması düşünülemez.
Yer mi Anadolu seçmeni?